İktidar bayram öncesinde emekli maaşlarını ödeyeceğini açıkladı. Vursun davullar, düğün bayram ola… İktidarlar üstü uygulanan bu aldatmacada, bayram harçlığını aratmayan maaşlarla, toplum psikolojisini yönetmenin modası geçmedi.
Hiç kimse bu kadar yıl memlekete emek verdikten sonra, insanları sefalet noktasında yaşatmaya hakkımız olup olmadığını sorgulamıyor. Sonra da ‘neden emekliler çalışmaya devam ediyor’ kabilinden anormal sorularla ortaya çıkıyorlar. Genç emekliler mi? Orada vatandaşın değil, siyasilerin sorumluluğuna bakacaksınız.
Her fırsatta gözyaşları içinde sağa sola yardım toplayan Türkiye iktidarı, aile ve sosyal politikaları da genellikle sonradan takip ediyor. Mesela aile içi şiddetin konuşulabilmesi için birinin ölmesi gerekiyor. Birkaç beyanat, ardından atın medyanın tozlu raflarına…
Kömürden beyaz eşyaya, yardım adı altında valiliklere parti logolu kamyonlarla yardım dağıttıran bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sorarsanız ‘onlar yoksullara yardım ediyorlar.’ Oysa bazı uygulamalar vardır ki bu maskeli baloya son verip, maskelerin de düşmesini sağlar.
CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz’ün bir soru önergesine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in yanıtı eşi vefat eden kadınlara yardım gerçeğini ortaya çıkardı. Anlaşılan o ki iktidar eşi vefat eden kadınlara ayda 250 TL ödemek için, 107 TL’den az gelir şartını öne sürüyor.
Yani bir vatandaş yaşlı ve özürlü ise, bunun için 107 TL aylık alıyorsa, ardından da eşini kaybediyorsa, bir kişiye iki yardım yapılamayacağından bu parayla geçin diyor. Üstelik açlık sınırının 919 TL olduğu Türkiye’de. Oysa her iki durum da farklı yaşanmışlıklardan doğan hakların karşılığında ödenmesi gereken bedelleri içeriyor.
Sakine Öz de bu rakam ile bir kadının geçinmesinin yeterli görünmesinin vicdani olup olmadığını soruyor. Aynı genelge çocuklarıyla birlikte kalan bir kadının da, çocuklarının sosyal güvencesi olması durumunda 250 TL’lik vefat eden eşinden doğan hakkını kullanamayacağını söylüyor.
CHP Manisa Milletvekili Öz’ün bu sorusuna da zaten Bakan Şahin, 25 Temmuz 2012 günü verdiği yanıtta 2022 Sayılı kanuna, 3294 Sayılı yasaya ve genelgelere atıfta bulunarak “ödemenin yapılamayacağını’ söylüyor. İşte olay dramdan komediye burada dönüşüyor. Milletvekili Sakine Öz bir soru önergesi daha veriyor.
Diyor ki: “25 Temmuz 2012 günü verilen yanıtta dayanak teşkil eden, 250 TL ya da 107 TL’den birini tercih etme yasal şartı değişti. Öz’ün Bakan Şahin’e ikinci sualinde şöyle deniliyor:
“Sizin de soru önergeme verdiğiniz yanıtta atıfta bulunduğunuz 3294 sayılı yasada değişiklik yapan, 4 Temmuz 2012 tarih ve 6353 sayılı yasanın 17. Maddesinde ‘Ayrıca, kanunla kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmakla veya bu kuruluşlarca aylık veya gelir bağlanmış olmakla birlikte, Fon Kurulu’nca belirlenecek ölçütlere göre, hane içindeki kişi başına düşen geliri, on altı yaşından büyükler için belirlenen aylık net asgari ücretin 1/3’ünden az olan kişilerden fakir ve muhtaç durumda bulunanlar da bu kanun kapsamındadır’ hükmü bulunmaktadır. Bu durumda 107 Tl’lik yardım alanların da 250 TL’lik yardımdan ayrıca yararlanması gerekmez mi? “
Yasal olarak düzenleme yapılmış olmasına rağmen, anlaşılan o ki eski hükümler uygulanıyor ve bu insanlara gereken yardım yapılmıyor. Böylesine lehte bir düzenlemenin mağdur ve ihtiyaç sahiplerine hak olarak teslimi gerekmiyor mu?
Burada ya kötü niyet var ki bu dramatiktir ya da komedi olarak nitelendirilecek ikinci bir alternatif ortaya çıkıyor. Bakanlığın ve Bakan’ın değiştirilen yasalardan haberi yok. Üstelik soru önergesi için gerekli yasal tetkikin de yapılmış olması gerektiği gerçeği ortadayken…
İki soru da ben yönelteyim Bakan Şahin’e? Bakanlar Kurulu’nda ve Meclis Genel Kurulu’nda ne konuşuyorsunuz? Gazetecilerin haber atlatması gibi, siz de birbirinizden yasa mı atlatıyorsunuz? İkinci soru ise daha can acıtıyor. Eğer bu düzenlemelerden haberiniz varsa, hem yaşlı ve özürlü hem dul olan vatandaşa ‘uygulamıyorum, biraz daha sürün mü’ diyorsunuz.
İşte Türkiye’nin nasıl yönetildiğinin ve gözyaşları içinde başka memleketlerin insanları için para toplayanların, kendi insanına gösterdiği muamele… Ölmek yasak, sürünmek serbest.