Üçüncü Pencere Var mı?

Ürettiğimiz malı ve hizmetleri daha ucuza mal etmemiz için verimlilik artışı, teknoloji ve nitelikli işgücü kullanımı gerekli.

Cari açıktaki düşüşe iki farklı pencereden bakılabileceğini söylemiştim salı günü. Büyüme penceresinden bakıldığında, cari açıktaki düşüşle büyüme oranımızdaki düşüş arasında yakın bir ilişki olduğu için cari açıktaki düşüşü ‘iyileşme’ olarak nitelemek mümkün değildi. Finansman penceresinden bakıldığında ise uluslararası finansal piyasalarda yeni bir fırtına çıkması olasılığı dikkate alındığında, cari açıktaki düşüş, yani dışarıdan borçlanarak finanse etmemiz gereken döviz açığımızdaki azalış ‘iyileşme’ olarak nitelendirilebilirdi.

İşsizlik hâlâ yüksek 
Dün Mayıs 2012 dönemine ilişkin işsizlik oranları açıklandı. İşsizlik oranımız 2009’da çıktığı zirve değerine göre önemli ölçüde düştü. Ancak hâlâ uluslararası ölçülerde yüksek ve üstelik bu yüksek düzey bir katılık kazanmış vaziyette. 2011’in eylül ayından beri yüzde 9,3 ile 9 arasında dalgalanıyor; mayıs döneminde yüzde 9 oldu. İşsizlik oranımızın kabul edilebilir düzeylere biraz olsun yakınlaşması için büyüme oranımızın potansiyelimiz olan yüzde 4,5-5 aralığının üzerine çıkması gerekiyor. Ancak bu durumda da cari işlemler açığımız yükseliyor; yani döviz gereksinmemiz artıyor. Bu da önemli bir risk oluşturuyor. Bu riskleri azaltmak için frene bastığımızda, evet bir miktar da olsa cari işlemler açığımızı düşürüyoruz ama bu sefer de düşük büyüme-yüksek düzeyde katılık gösteren işsizlik problemiyle karşı karşıya kalıyoruz.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

“Üçüncü Pencere Var mı?” ile ilgili 1 yorum

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir