Üçüncü Bir Pencere İhtiyacı

Türkiye Ä°hracatçılar Meclisi’nin (TÄ°M) ikinci çeyreÄŸe iliÅŸkin ‘Ä°hracatçı EÄŸilim AraÅŸtırması’ sonuçları hafta başında yayınlandı. Ä°hracatçılara sorulan çok sayıda sorudan bir tanesi ‘ihracat sektörünün öncelikli sorunları’. Ankete katılanlar birden fazla seçeneÄŸi iÅŸaretleyebiliyorlar. En fazla iÅŸaretlenen seçenek yüzde 61.1 ile enerji maliyetleri. Ä°kinci sırada ise yüzde 57.8 ile döviz kuru var. Ankete iliÅŸkin olarak yayınlanan Basın Bülteni’nde TÄ°M BaÅŸkanı döviz kuru için ‘kırmızı çizgi’den söz etmiÅŸ. Yarısı dolar yarısı eurodan oluÅŸan döviz sepeti için TÄ°M’in kırmızı çizgisi 2 lira imiÅŸ. Ankete gelen yanıtlara göre ise rekabetçi kurlar şöyle: Bir dolar 1.84 lira ve bir euro 2.31 lira. Bu durumda döviz sepetinin deÄŸeri 2.08 lira oluyor.
Dikkat ederseniz ankete verilen yanıtlara göre en öncelikli ilk iki sorun olan sorunlar arasında kuvvetli bir ters iliÅŸki var. Ä°kinci öncelikli sorun olarak gösterilen döviz kurunun ihracatçılar açısından sorun olmaktan çıkması için döviz kurunun artması gerekiyor. Oysa döviz kuru artınca, enerjide dışa bağımlı olduÄŸumuz için, enerji maliyetlerimiz de artıyor ve ilk öncelikli sorun olarak iÅŸaretlenen ‘enerji maliyetleri’ sorunu daha da ağırlaşıyor. Elbette ‘birinden alırken diÄŸerinden vermek zorunda olduÄŸunuz’ ama aslında ‘ikisinden de daha çok almak istediÄŸiniz’ deÄŸiÅŸkenler arasında optimal bir denge bulunabilir. Optimizasyon yöntemleri bu tür sorunların çözümleri için var.

Ne yazık ki iÅŸ o kadar kolay deÄŸil. Özellikle finansal piyasalarda önemli bir belirsizlik varsa, risk alma iÅŸtahının yönünün her an 180 derece dönmesi ihtimali de var. Ãœlkenizin rekabet gücünü yükseltmek üzere, döviz kurunu zamana yayarak artırma politikası izlemeye baÅŸladınız diyelim. Mesela Merkez Bankası’nın 2010’un son aylarında uygulamaya baÅŸladığı ve kabaca AÄŸustos 2011’e kadar uyguladığı politika. Uygulama sürerken finansal yatırımcıların risk alma iÅŸtahlarının aniden kesildiÄŸini düşünelim. Tıpkı 2011’in ikinci yarısının büyük bir kısmında olduÄŸu gibi. Risk alma iÅŸtahının kesilmesi bizim gibi ülkelere eskisi kadar dış kaynak girmemesi (döviz cinsinden borç verilmemesi) demek. Ek olarak daha önce verilen borçların bir kısmının (mesela alınan lira cinsi tahvil ve hisse senetlerinin satılarak dövize çevrilmesi) tahsil edilerek bizim gibi ülkeleri terk etmesi de demek.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir