Her şey göstermelik ve lafta yaşanıyor bu memlekette. Ne kelimelerin içini dolduruyoruz ne de kavramların… Aslında söylenenlerin de peşine düşmediğimizden her isteyen, istediğini söylüyor. Sonra biz o söze takılıp, kalıyoruz.
Biz ona takılmışken, çoğu zaman arka kapıdan başka şeyler kaçırılıyor. Türban’dan imam hatiplere, içki yasağından darbelere, açılımlardan çılgın projelere kadar sürekli bir gündem yaratma dürtüsü ile hareket edenler var.
Ne yazık ki, siyasetin geneli de bir diğerinin yarattığı gündemin peşinden koşarak, ana sorunları bir kenara bırakıp, tüm çözümsüzlüğüyle topluma fatura ediyor. Oysa bu ülkenin sorunları o kadar açık ki…
Şimdi de başımıza başkanlık sistemini çıkardılar. Hatta İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu olayı abarttı ve ‘Başkanlık sisteminin rüyası olduğunu, memleketin tek kurtuluşunun da bu olduğunu’ söyledi. Mevcut sistemi o kadar iyi çalıştırdılar ki, başkanlık eksik kaldı.
Parti içinden ya da dışından herkes söze atladı ve tartışmaya başladı. Fakat meseleyi yine diğerleri gibi içeriği olmadan ele alıyoruz. ‘Rabbim Cleveland dedi’ tadında Maliye Bakanı’nın sağlık sorunu tartışan canım ülkem, bugün de aynı düzeyde seçim öncesinde ortaya atılan ve şu an alevlendirilen başkanlığı konuşuyor.
Sayın Başbakan’ın Mehmet Ali Birand’ın programında 11 dakika arayla ‘Gönlümde başkanlık var’ deyip, sonra ‘ben öyle bir şey söylemedim’ dediği konudan bahsediyorum. Başkanlık…
Eğer bir meseleyi tartışacaksak, önce görüşlerimizi samimiyetle ortaya koymamız gerekiyor. Ayrıca ortaya atılan fikrin içinin doldurulması da şart… Boş yaklaşımların Ermenistan, doğu meselesi gibi konularda hangi riskler taşıdığını ve boşlukların nasıl doldurulduğunu gördük.
Bir de tartışılacak şeylerin zamanlaması önemli. Örneğin başkanlık bugünün konusu mudur, yoksa anayasa tartışmalarından gündemi soğutmak için mi yapılmaktadır? Çünkü ben İspanya’dan açılan türban tartışmasını hatırlıyorum.
Ekonominin çok zorlandığı günlerdi. Reel sektörün pozisyon açığı hızla artıyordu ve olası bir kriz kapıdaydı. Başbakan İspanya ziyareti sırasında, basın mensuplarına şu ifadeyi kullandı: ‘Türban, velev ki siyasi simge olsun, ne olacak?’
Olan olmuştu zaten. Ekonomik darboğaz gündemden düşmüş, tüm ülke türbanı tartışıyordu. İşte ben bugünlerde sistematik olarak başkanlık tartışmalarının açılmasını da buna bağlıyorum. Başbakan’ın böyle bir isteği var mı: ‘Tartışılsın istiyor’ Yani istemem yan cebime koy cinsinden. Fakat asıl mesele Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresinin dolmasına yakın gündeme gelecek.
Bugün yapılmak istenen hem tartışılarak, fikre ortam hazırlanması, hem de ekonomik krizden anayasa tartışmalarına kadar ana meseleleri gündemden düşürmek olmasın? Benim ciddi şüphelerim var. Şüphelerimi de sizlerle paylaştım. Bundan sonra yaşananın adını siz koyun.
Pardon merak ettim adınızı chp aday listelerinde göremedim.Acaba hangi il’den kaçıncı sıra adayısınız? Onu da açıklarsanız hepbirlikte seviniriz?
Sayın guru72s,
Çetin bey’i uzun süredir takip ediyorum ve yazdıkları maalesefki genelde öngörü olmanın ötesinde doÄŸru çıkıyor.
Åžu an Türkiye’deki mevcut gidiÅŸatı gözlemlemek ve neler olup bittiÄŸini anlamak için herhangi bir partiden aday olmaya da gerek yok bence. Aklıselim, muhakeme yeteneÄŸi olan herhangi bir vatandaÅŸ bunu rahatlıkla görebilir. Tabii ki gözleri kapalı ÅŸekilde sadece söylenenlere inanırsa bunu yapamaz.
Keşke Çetin bey milletvekili adayı olsaydıda ona oy verseydim, belki o zaman bu değerli görüşleri dikkate alan daha çok olurdu.