Eski Türk filmlerinde sıkışan vatandaşa Mısır’daki halasından miras kalırdı. Yeşilçam’ın en klasik gelişmelerinden biridir fakir kızın ya da çocuğun bir anda zenginleşmesi… Fakat değişmeyen hep düzgün karakteri oluyordu. Şimdilerde bu senaryo farklı yazılabilir. Çünkü ortada miras bırakacak bir Mısır da kalmadı.
Adam ölüm döşeğindedir ve çocuklarının hepsini toplar. Önce en büyük olanı çağırır. Bankaya olan kredi kartı borçlarını ona, ortancaya konut ve araba kredisini, küçüğü de eş, dost, akrabadan alınan borçları bırakır.
Aslında kurguyu böyle yapınca Başbakan’ın neden ısrarla 3 çocuk istediğini de anlıyorum. Daha az sayıdaki çocuk borçtan oluşan mirasın yükünü ağırlaştırıyor. Nasıl da bizi düşünürler değil mi?
Bizi o kadar çok düşünüyorlar ki yaratıcılığımızın gelişmesine ve bu arada da bankalar tarafından soyulmamıza olanak sağlıyorlar. Adama iş vermeyeceksin, iş versen para vermeyeceksin, para versen sürünecek kadar maaş bağlayacaksın ki bankanın kıskacına düşmekten kurtulamasın.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın ‘Tüketici Kredileri ve Borçların Türkiye Panoraması Raporu’ yayınlandı. Durum aslında rakamlarla da kanıtlanıyor. Son 5 yılda tüketici kredileri yüzde 154 artışla 172 milyar TL’ye ulaştı. Kredi kartı borçları ise yine son beş yıllık periyotta 58 milyar TL’yi aştı.
Kredi kartı belli… Konuk ve taşıt kredileri de öyle. Fakat bir de bankaların ‘diğer tüketici kredileri’ adı altında verdikleri bir kalem var. Bunlar işte acil ihtiyaç kredisi olarak tanımlanıyor.
2007 – 2012 dönemi arasındaki artış oranı yüzde 205. 29 milyar TL’den 89 milyar TL’ye fırlamış durumda… Yani vatandaş borcunu borçla kapatmaya çalışıyor. Ve evine vardığı her gün için Zeki Müren’den ‘Bugün de akşam oldu’ şarkısını dinliyor. Yarın, yok…
Bunlar odanın resmi kayıtlardan elde ederek oluşturduğu raporun bize anlattıkları. Daha resmisini isterseniz tablo daha da karanlık… Merkez Bankası verilerine göre 6 Temmuz 2012 itibariyle tüketicilerin banka ve finans kuruluşlarına olan toplam borç yükü 250 milyar TL sınırına yaklaştı.
Tam 247 milyar 116 milyon TL. Yani kaba bir hesapla nüfusa bölerseniz, her birimizin istendiği anda 3 bin 340 TL çıkarması gerekiyor. Kenarda köşede böyle bir paranız var mı? Yok… İşte buna da pozisyon açığı diyoruz.
Tablo bu olunca, kendi gerçeğine gözlerini kapatıp, Başbakan’ın ve bu iktidarın peşinde koşanları anlamakta zorluk çekiyorum. Ama halen başarılı bir ekonomide ısrarlıysanız, bir anlaşma yapalım. Biz mirastan feragat edelim ve hepsi sizin olsun.
Yalnız benden hatırlatması… Oy oranı yüzde 50 olduğuna ve diğer yarısı hakkından vazgeçtiğine göre bu mirasta cebinizden hemen çıkarmanız gereken para ikiye katlanır ve ortalama bir değerle 6 bin 680 TL olur. Suriye ve İran ile savaş da bonus. Hadi iyisiniz.