AKP hükümetinin işbaşında olduğu son 9 yılda (2003 dâhil-2011 dâhil) Türkiye’nin milli geliri toplamda % 58, kişi başına % 42 artmıştır.
Bu, geometrik ortalamayla yıllık % 5,2’lik bir büyüme hızına tekabül eder. Bu oran son 50 yılın ortalamasından biraz yüksektir. 2012 yılında büyüme % 4 dolayında gerçekleşse, 10 yıllık ortalama büyüme oranı % 5,1’e düşecektir. Birkaç yıl daha cari döviz açığını, sürdürülebilir düzeylere indirebilmek için, “düşük büyüme” politikası uygulanırda, Türkiye 50 yıllık büyüme çizgisine tekrar oturacaktır.
Büyüme açısından AKP’nin iktisadi icraatının sayısal sonucu budur. Ancak bu son 9 yılda Türkiye toplam olarak 300 milyar dolar “başka milletlerin tasarrufunu” ülkeye cezp edip yatırım ve tüketim harcamalarında kullanmıştır. Türkiye’nin 9 yıllık toplam milli geliri 6700 milyar dolardır. (Yılda ortalama 630 milyar dolar milli gelir çarpı 9 yıl eşittir 6700 milyar dolar) Bu hesaba göre 300 milyar dolarlık birikimli cari döviz açığı, Türkiye’ye yılda milli gelirinin ortalama % 4,5’i kadar cabadan harcama yapma imkânı sağlamıştır. Yani Türkiye’nin milli geliri yılda % 5,2, ama “mili harcama”sı yılda ortalama % 9,7 artmıştır. Bu muhteşem bir refah yükselişidir. Nitekim hepimiz çevremize bakınca bunun somut sonuçlarını görüyoruz. Yabancı ziyaretçiler de dokuz yıl önceki Türkiye’de gördükleri lüks bina ve lüks araba sayısı ile bugünü kıyasladıkların da “E, bravo vallahi!” demeden geçmiyorlar.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.