Geçtiğimiz haftanın ana gündemi Fed ve TCMB’den gelecek açıklamalardı. Her iki kurumdan gelen açıklamalar geçtiğimiz hafta yaptığımız tahminlerle hemen hemen aynı oldu. Geçtiğimiz hafta Fed Başkanı Bernanke çarşamba ve perşembe günü olmak üzere arka arkaya iki sunum gerçekleştirdi. Her iki sunumda da Bernanke, ABD ekonomisindeki zayıflıklara dikkat çekti ve özellikle istihdam piyasasındaki kaydedilen gelişmenin endişe verici nitelikte zayıf seyrettiğini ifade etti. Fed’in ekonomiyi canlandırmak için yeni adımlar atmaya hazır olduğunu belirtmesine rağmen, yeni bir parasal genişleme ifadesini kullanmaması ve atılacak olası adımlar hakkında bir tarih vermemesi piyasaları çok da memnun etmedi.
TCMB faizleri deÄŸiÅŸtirmedi:
İçeride ise TCMB’nin faiz kararı açıklandı. TCMB faizlerin hiçbirinde değişiklik yapmadı. Bu durum bir süredir faiz indirimi beklentisini fiyatlayan İMKB’de çok hoş karşılanmadı. İMKB’de karar sonrası zayıflayan görünüm, haftanın son gününe de sarktı. Hatırlanacak olursa geçtiğimiz hafta TCMB’nin faiz indirimi seçeneği kullanmasının çok düşük bir ihtimal olduğunu ve faiz indirimi beklemediğimizi açık bir dille ifade etmiş, kararın bizim beklediğimiz şekilde gelmesi durumunda da İMKB’de bir miktar düzeltme yaşanabileceğini belirtmiştik. TCMB’nin bu kararının İMKB’yi yurtdışından negatif ayrıştıracağını düşünmüyoruz. Nedenine gelince TCMB faizleri indirmedi ama önümüzdeki günlerde istisnai gün uygulamasına da daha az başvuracağını ima etti. Bu da piyasada koridorun alt sınırına yakın bir faiz oluşması anlamına geliyor. Bu nedenle karar beğenilmemiş olsa da bizce olumsuz etkisi de abartılacak bir durum yok. Buna karşın yurtdışında bir bozulma izleyecek olursak, İMKB’nin buna kayıtsız kalamayacağı da bir gerçek.
Yunanistan ve İspanya’da başa sardık:
Geçtiğimiz hafta İspanya’da Valencia’nın merkezi hükümetten yardım talep etmesi ve bunu diğer eyaletlerin izleyeceği spekülasyonları İspanyol tahvillerinde faizleri rekor yüksek seviyelere taşıdı. Gündem sadece İspanya olsa iyi. İspanya’nın yanında Yunanistan da yeniden gündeme oturdu. IMF’nin Yunanistan’a yardımı keseceği haberleri var. Almanya Başbakan Yardımcısı Roesler’in, Yunanistan’ın kurtarılabileceğinden emin olmadığını ve Yunanistan’ın Euro’dan çıkma seçeneğinin alternatifler arasından çıkmadığını ima etmesi endişeleri tekrar arttırdı. Şuana kadar ki görünüm, İspanya’nın adım adım Yunanistan’ı takip ettiği yönünde. Yunanistan konusunda olacak bu olumsuzluklar İspanya’nın da aynı sürece sürükleneceği endişelerini artıracaktır. Bu nedenle Yunanistan sorunu çözülmeden İspanya’da kalıcı bir çözüm oluşması bizce zor. Süreci bir adım daha ileri götürecek olursak, İtalya’da İspanya’yı birkaç adım geriden takip ediyor gibi. Süreç uzayacak olursa İtalya’yı da çok yakın bir zamanda konuşmaya başlayacağız demektir. Avrupa’nın krizle mücadelede karnesine baktığımızda son birkaç yıldır, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) attığı adımlar haricinde liderlerin aldığı kararların uygulanmasında ciddi sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Bu dönemde ECB’nin uzun vadeli likidite ihaleleri (LTRO) haricinde önemli bir adım atılmamış olması dikkat çekiyor. Bu durum alınacak yeni kararların güvenirliliğini ciddi biçimde düşürüyor. Bu nedenle daha uzun süre Yunanistan, İspanya ve İtalya üçlüsünü konuşacağız gibi duruyor.
Bu haftaya dair:
Euro Bölgesi’ndeki sorunlar dışında bu hafta gündem oldukça sakin. Açıklanacak veriler içinde sadece haftanın son günü açıklanacak olan ABD 2. çeyrek GSYH rakamı ön plana çıkıyor. Parasal genişleme ile ilişkilendirilecek olan bu veri beklentinin altında kalacak olursa piyasada ters etki yaratabilir ve hisse senetlerinde alımlar hızlanabilir. Aksi durumda da yani beklentiyi karşılayacak bir veri gelecek olursa da satış getirebilir. Bu verinin etkisinin en sert hissedileceği yer şüphesiz Euro/dolar paritesi olacak. Beklentileri karşılayacak bir veri hem parasal genişleme olmayacak algısı hem de dolara olan güvenle paritenin hızlı bir şekilde düşmesine neden olacaktır.
Özetle…
Euro Bölgesi Krizi’nde bir arpa boyu yol alınamamış olduğunu bir kez daha gördük. Geçtiğimiz ayki Liderler Zirvesi’nde geri adım attırıldığı düşünülen Merkel yeniden oyuna ağırlığını koymadığı sürece bu sıkıntıların aşılması da çok zor görünüyor. Bizce Merkel, bu sefer Fransa başta olmak üzere liderlerin tam anlamıyla bayrakları suya indirdiğini görmeden adım atmayacaktır. Bu durum krize müdahaleyi geciktirse de Almanya’nın eli kuvvetli bir şekilde oyuna dahil olması uzun vadede faydalı olabilir. Fakat kısa vadede yapılacak açıklamalar sonrası çok fazla umutlanmamak lazım.
Üzeyir DOĞAN / Araştırma Müdürü
MARBAÅž Menkul DeÄŸerler
[email protected]
Telefon: (0212) 286 30 00
korkma be hocam birÅŸey olmazzzzzzzzzzz…..yalnız yabancıların ellerinde mal ÅŸiÅŸti fakat Türk yatırımcısına ne yaparlarsa yapsınlar yiteliyemiyorlar. imkb nin yükselmesi sadece ve sadece sanal bence aman dikkatli olun derim. yakında endeksin 50 000 lere gelirse de hiç kimse ÅŸaşırtmasın 7-15 gün içerisinde olması büyük olası.