Aslında bugün günlerden Çarşamba ama bugün Sarıyer pazarının kurulduğu gün olduğu için Pazar günü benim için.
Her Çarşamba, eğer olağanüstü bir durum yoksa ya da İstanbul dışında değilsem mutlaka Sarıyer pazarına giderim. Çok güzel veya gelişmiş bir Pazar olduğu için değil. Hatta tam tersine Sarıyer pazarının öteki semt pazarlarından pek bir farkı yoktur. Belki tek fark Gümüşdere’den pazara getirilen bahçe ürünleri. Bunlar arasında domates, salatalık ve sivribiber en önde gelen ürünler. Gümüşdere’nin sivribiberi olağanüstü güzel. Her pazara gittiğimizde mutlaka alıp hafta boyunca her öğünde yiyoruz.
Sarıyer pazarındaki en ilginç tezgahlardan birisinde iki Fenerbahçeli, iki Galatasaraylı iki de Beşiktaşlı var. Bir de amcaları var ama o takım tutmuyor. Çocukların da tuttukları takımın formalarını giymelerine izin vermiyor. “Her taraftan müşterimiz var, kimseyi kırmaya hakkımız yok” diyor. Galatasaray lig şampiyonu olduğunda Galatasaraylı olana sordum niçin forma giymediğini, bu yanıtı aldım. Tezgahta domatesten enginara, meyvelerden mısıra kadar birçok ürün var. Zaten biz de pazar alış verişimizin ağırlığını buradan yapıyoruz. Ama ben pazarı en baştan en sona mutlaka dolaşıyorum. Fiyatlara bakıyorum, önceki haftalarla karşılaştırıyorum. Göstergelere yansıyan enflasyonla arada fark var mı kontrol ediyorum.
Pazarda bir başka konu da beni tanıyanların gelip bana başta altın ve dolar olmak üzere yatırım araçlarının ne olacağı sorusunu sormaları. Daha cümlemi tamamlamadan sözü geri alıp kendi görüşlerini açıklıyorlar çoğu kez. Yani sordukları sorunun yanıtını da kendileri veriyor. Önceleri borsa ve hisse senetlerini de soruyorlar borsa ile ilgilenmediğimi söyleyince “hoca cevap vermek istemiyor” diye düşünüyorlardı. Yüzlerindeki ifadeden öyle anlıyordum. Ama artık benim o konuyla gerçekten ilgilenmediğimi anladılar ve borsa sormaz oldular.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.