Haziran ayı konsolide bütçe gerçekleşmelerine ilişkin veriler, geleceğe yönelik beklentileri olumsuzlaştırabilecek bir bozulmaya işaret ediyor. Söz konusu dönemin açığı 6.3 milyar Türk Lirası olur iken, 2012 yılının ilk yarısına ilişkin rakam 6.7 milyara ulaşmış. Başka bir deyişle ilk beş ayın açığı yalnızca 0.4 milyar olurken, haziran ayında bir anormallik yaşanmış. İlgili bakan, katma değer vergisi konusunda bir önceki yıla göre önemli bir değişiklik olmadığını, olumsuzluğun sosyal güvenlik transferleri ve kamu personel giderlerindeki artıştan kaynaklandığını ifade ediyor. Durum böyle olunca ikinci yarı yıl ve sonraki senelere yönelik belirsizlik artıyor. Kamu gelirlerini daha fazla artırmanın, hatta mevcut düzeyi korumanın zorlaştığı koşullarda bütçe açığının büyümesini önlemek için harcamaları kısmak gerekiyor; hal böyle olunca başta büyüme olmak üzere ekonomiye ilişkin tüm eğilimlerin olumsuz yönde farklılaşabileceğini dikkate almak gerekiyor.
İçinde bulunduÄŸumuz koÅŸullarda bütçe gelirlerini artırarak açığı küçültme ÅŸansı pek kalmadı; harcamaları kısma zorunluluÄŸu kapıyı çalmaya baÅŸladı. GeçmiÅŸte net sermaye giriÅŸ ile artan kredilerin beslediÄŸi iç talep artışı sayesinde vergi gelirleri düzenli olarak artıyordu, vergi dışı gelirler de yüksekti ve bir kereye mahsus kalemlerde önemli katkı yapıyordu. İç ve dış geliÅŸmeler, sürdürülebilir olmayan gelir artışında kritik bir eÅŸiÄŸe gelindiÄŸini açığa çıkardı. Vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 70’inin dolaylı vergilerden, bunun da çok büyük kısmının özel tüketim ve katma deÄŸer vergisinden oluÅŸtuÄŸunu, durumun ciddiyetini daha iyi anlarız. Mevcut cari açık düzeyi iç talebin mutlaka daralmasını gerektriyor ve bu vergi gelirlerinde yeni yükseliÅŸler yaÅŸanmayacağını söylüyor. ÖzelleÅŸtirme gelirlerinin azalması, yeniden yapılandırılan kamu alacaklarından tahsilatın azalması ve 2B’den elde edilen hasılatın umulanın gerisinde kalması hareket yeteneÄŸini daraltıyor. Ayrıca dış satım imkânlarındaki geliÅŸmelerin iç talep ve istihdam üzerindeki olumlu yansımalarında da eÄŸilim deÄŸiÅŸikliÄŸi aÅŸamasına gelindiÄŸini dikkate almak gerekiyor.
Avrupa BirliÄŸi ekonomilerine ekonomik sebeplerle, GüneydoÄŸu’daki komÅŸularımıza ise dış politikaya baÄŸlı nedenlerle mevcut dış satım düzeyini korumakta çok zorlanıyoruz. Bu durumun ülkemizdeki istihdama, büyümeye, iç talep ve bütçe gelirlerine yansıyacak tehlikeli bir durum olduÄŸunu da görebiliyoruz. Bütçe açığının artmaması için kısılması gereken kamu harcamaları da söz konusu deÄŸiÅŸkenleri olumsuz etkileyecek; ya kısa vadede bütçe açığının büyümesine izin vermeyecek ve kamu harcamalarını kısmayacağız ya da ekonomik daralmaya ve uzun süreli bir durgunluÄŸa hazırlanacağız…
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.