Aşağıda okuyacağınız “ilave yatırım yapılmadan” trafiği rahatlatma ve hatta ek “sosyal fayda” yaratma yöntemi, trafik sıkışıklığı yaşanan küçük-büyük tüm şehirler için geçerlidir.
Bu yöntemin adı “park yasağı başta olmak üzere sürücülerin trafik kurallarına uymasıdır”. Bugün sadece “özel araçlarının park yasağı” üzerinde duracağım. Özel araçlara park yasağı uygar kentlerde “acımasızca” uygulanmaktadır. Park yasağı, trafiği rahatlatmak için inşa edilen yeni yollar, köprülü ve tünelli geçişler alt-üst geçitler, çok katlı kavşakların yerini almaz; ama onların verimini misliyle artırır. Kent içi ulaşım yatırımın verimliliği, araçların değil “yolcuların, ortalama ulaşım hızını” ne kadar arttırdığı ölçülerek bulunur.
TRAFİKTE KIT KAYNAK ARAÇ DEĞİL, YOLDUR
Meramımı anlatmak için önce bir örnek vereyim. Bugün İstanbul’da adına metrobüs denilen uzun otobüsler kendilerine tahsis edilen yollarda vızır, vızır sefer yapmakta ve on binlerce yolcuyu konforlu bir şekilde menziline ulaştırmaktadır. Eğer bu araçlar için “özel yol” inşa edilmeyip, herkesle birlikte mevcut yolları kullanarak sefer yapmaları istenseydi taşıdıkları günlük yolcu sayısı bugünkünün kaçta biri olurdu? Herhalde onda bire falan düşerdi. Toplu taşıma araçlarının kapasitesi, araç sayısından ziyade sefer sayısına bağlıdır. Şehir trafiğine giren normal otobüslerin günde yaptıkları “yolcu-km” toplamlarıyla metrobüslerin performansı kıyaslansın, çözümün yolları tenhalaştırmakta olduğu derhal anlaşılacaktır.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.