Maliye Bakanlığı vergide yeniden yapılandırma sonucunda başvurup da, ödemelerini yapamayan 2 milyon kişi için girişim yaptı. Bunlara bir şans daha tanıyan bakanlık, bundan sonra aksama olmaması konusunda da uyardı.
Son uyarı geçtiğimiz günlerde geldi. ‘İkinci şansı kaçırmayın. Başvurunuzu yapın ama ödemelerinizi de gerçekleştirin. Aksi takdirde Gelir İdaresi Başkanlığı kapsamlı bir haciz uygulaması başlatacak.”
Öylesine bir haciz uygulamasından bahsediliyor ki, e-hacizden gayrimenkullere el koymaya kadar uzanan bir çizgide. Şimdi yalnız burada bir sakatlık var. Öncelikle bu ülkede maliye bakanlığı yapan hiçbir zatın vergi tahsilâtından yakınmak gibi bir hakkı yok. Çünkü gelirlerinin büyük bir kısmını dünyanın en ahlâksız vergisi olan dolaylılardan elde ediyor.
Sorun geriye kalan yüzde 30’luk dilimi kapsayan kurumlar ve gelir vergilerinde. Yani kazançtan alınan, daha doğrusu alınamayan oranlarda… Mevcut iktidar ve tabii ki öncekiler de hep sonuca baktılar ama neden tahsilât yapamadıklarını sorgulamadılar.
Kimsenin zararını kabul etmezsen, vergileri ödenebilir oranlara çekip, adil bir sistem kurmazsan, kayıtdışını bu yolla artırıp, mükellef edindiklerini ortamda kimin iyi niyetli kimin kötü niyetli olduğu anlaşılamayan bu bulanık fotoğrafta boğdurmaya kalkarsan, gelir elde etmen mucizeye kalır.
Şimdi Maliye Bakanlığı çıkmış, aba altından sopa göstererek, ödemelerin yapılmaması halinde haciz başlatacağını duyuruyor. Birçok esnafın ‘başlatırsan başlat, canımı mı alacaksın’ dediğini duyar gibiyim.
Alenen söylüyorum. İki değil, beş şans daha verin. Yeniden af çıkarmak zorunda kalacaksınız. Çünkü yeniden affa konu olacak meselelerin çözümüne yönelik hiçbir şey yapmıyorsunuz.
Rakamlara ve sıkıştıkça artırdığınız ama kağıt üzerinde kalmaktan başka çaresi olmayan oranlara bakarak, ülke maliyesine gelir getireceğinizi zannediyorsunuz. 2 milyon kişi neden borcunu ödeyemedi? Bunlar başvuru yaptığına göre kötü niyetli olamaz?
Çünkü sizin kağıt üzerinden rakamların arasından baktığınız ekonomi, sokakta can çekişiyor. İnsanlar siftah yapmadan dükkânlarını kapatıyorlar. Zarar edebileceklerini kabul etmiyorsunuz. Vergi oranlarında hakkaniyetli bir sisteme geçmiyorsunuz. Kafanızı yandaşlardan vatandaşa çevirin de gerçek manzaraya şahit olun.
Deniz Feneri’ne yardım yapıp, arka kapıdan mal satarak kâr elde edenler, yardım miktarını vergiden düşerken, bu ülkede insanlar vergi dairesi ve SGK’ya olan borçları nedeniyle işyerlerini kapatamıyor.
Ama siz rahatsınız. Nasılsa dolaylı vergiden parayı topluyorsunuz. Kafa bu oldukça sürprize hazır olun. Çünkü bu kafayla dolaylı vergi gelirleriniz de düşecek. Tezgâh altlarına giren kaçak sigaralar bunun kanıtıdır. Şimdi lütuf gibi ikinci bir şans sunuluyor. Adama sorarlar: Neyi düzelttin, ne bekliyorsun? Bunlar yine ödenemeyecek.