Öğretmen Öğretir

Geleceğimizi ipotek altına alıp, temelsiz gökdelenler inşa edecek olan 4 + 4 + 4 ya da parçalı eğitime geçilmesinin ardından bakanlık öğretmen ihtiyacını karşılamak adına kolları sıvadı. Hem de son derece iddialı bir söylemle: Bakanlık 4 yıl içerisinde öğretmen açığını kapatmayı planlıyor.

Öncelikle koltuk doldurmakla, iş yapılmadığının altını çizmek gerekiyor. Siz oraya öğretmen diye bir şey koyarsınız, ama ondan daha önemlisi vasfı ve ne öğreteceğidir. Ali Rıza Binboğa şarkıda diyor ya; öğretmen öğretir…

Peki bu öğretmenler ne öğretecek? İçeriği tamamen boşaltılmış bir müfredatla siz eğitmen mi atıyorsunuz yoksa sınıfın başına adam mı koyuyorsunuz? Kaygınız eğitmek değilse Bekçi Murtaza da bu işi görürdü.

Aslında atama kelimesi de doğru olmadı. Çünkü bu iktidarın en önemli özelliği zaten öğretmen atamamak… Hatta atama bekleyen ve atanamayan öğretmenlere ‘gidin başka iş yapın’ diyecek kadar gaflete düşmüş bir bakana da sahip.

Yıllarca eğitim fakültelerinde yetiştirip, sonra öğretmen adaylarını sınava sokma terbiyesizliğine imza atan bu zihniyet, eğitimin temelini oluşturduğu din ya da daha doğru tabirle molla tipi bilgi aktarımını sağlayacaksa, yüzünü cemaatlere, tarikatlara dönmesin. Bu ülkede imam hatip mezun olduğu halde mesleğini yapmayan milyonlarca adam var. Onları kullanın, bari işin eğitimini almış olurlar.

Camileri cahil cühela takımına teslim edip, imam hatipliyi bürokrat yaparsanız, sonra da dönüp ‘Esas olan mesleksizliktir. O yüzden mesleki eğitime önem veriyoruz’ derseniz ancak komik olursunuz. Bugün olduğunuz gibi…

Matematik, fen gibi temel dersleri seçmeli hale getiren kıymeti kendinden menkul bu zatlar, nasıl bir eğitim politikasından bahsediyorlar, hepimizin malûmu… Ayrıca intihal yapmaktan hakkında mahkeme kararı olan ve öğretmenlik yapması sakıncalı olan birini, çalışma yaşamını alt üst ettikten sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan, Milli Eğitim Bakanlığı’na getirirseniz, zaten başka da bir sonuç alamazsınız.

Öğretmenleri sözleşmeli hale getirerek, aba altında sopayı gösterip istediklerini uygulatmanın adı eğitim ise Türkiye bu tarzınızı öğrendi. Böylece bunun da adı eğitim-öğretim oldu. Fakat tüm niyet tartışmaları bir kenara mevcut iktidara müthiş bir çözüm önerim var.

Madem kahramanlık yapmak istiyorlar, hemen öğretmen açığı problemini halletmeleri mümkün. Hem de öyle yıl geçmesine falan da gerek yok. Çünkü hesap ortada… Atanamayan öğretmen sayısı 262 bin, mevcut öğretmen açığı 55 bin kişi. Üstelik önümüzdeki yılları da hesaba katarsanız bu açığın ulaşacağı rakam uzmanlara göre sadece 126 bin öğretmen…

Yani bir gecede bütün sorunu çözmek sizin elinizde… Elbette önce iktidarın düz memur ile öğretmenin farkını anlaması gerekiyor. Ama bu atamayı yapmayacaklar. Onlar başka bir şey öğretmeye ya da analitik zekâyı kullanmayı öğretmemeye niyetli.

Mesela görevlendirecekleri sözleşmeli memurlar, adına öğretmen desek de ki içlerinde mutlaka iyi niyetli olanlar, mesleğini sevenler de vardır, ama geneli ne öğretecek. Mesela en basitinden dostluk, arkadaşlık, dürüstlük gibi kavramları…

Örnek olarak ne gösterecekler? Başbakan’ın Kaddafi ve Esat ile yılları sair ilişkisini mi? Bu zihniyete de ancak bu yakışır.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir