Bugün Suriye konuşulsa da öncelik Suriye değil, terördür

Geçtiğimiz hafta piyasalar için oldukça kritik bir hafta oldu.  Yunanistan seçimleri tamamlandı ve Yunanistan’da 3 partinin katılımıyla hükümet kuruldu. Bu durum Avrupa’ya dolayısıyla da piyasalara derin bir nefes aldırdı. Fakat hükümetin kurulmasıyla da her şey bitmiş değil. Kurulan hükümet AB ile gerçekleştirilen mali anlaşmayı pazarlık etme ve ipleri biraz gevşetme eğiliminde. Buna karşın Almanya buna kökten karşı. Merkel Yunanistan’da öne sürülen koşullar gevşetilecek olursa diğer ülkelerden de benzer talepler gelmesinin kaçınılmaz olduğunun farkında. Bu durum ilerleyen günlerde yeni çatışmaları beraberinde getirecektir. Diğer taraftan İspanya hala pamuk ipliğine bağlı. Olacak en ufak bir spekülasyon İspanya kaynaklı yeni bir krizin kapısını açabilir. Piyasalar umudunu bu hafta 28-29 Haziranda gerçekleşecek olan AB Liderler Zirvesi’ne bağlamış durumda. Bu zirveden de bu konular üzerinde bir anlaşma çıkmayacak olursa son bir ayda sağlanan primlerin büyük bir bölümü geri verilebilir. Bu toplantı öncesinde ve sonrasında Merkel’in yapacağı açıklamalar piyasalarda sert hareketlere neden olabilir. Geçtiğimiz hafta Merkel’in Avrupa Kurtarma fonları EFSF ve ESM’nin sorunlu ülkelerin tahvil alımı için kullanılmasına sıcak bakmaya başladığına dair haberler vardı. Bu konunun kapsamı ve başta Merkel’in sert bir şekilde karşı çıktığı Euro Bölgesi tahvilleri olmak üzere, Avrupalı liderlerin vereceği kararlar piyasalarda büyük bir coşku ya da büyük bir yıkım getirebilir. Bu nedenle bu hafta 28,-29 Haziran’daki AB Liderler Zirvesi’ne dikkat.

Fed beklenenden fazlasını yapmadı

Geçtiğimiz haftanın önemli gelişmelerinden biri de ABD Merkez Banası Fed’in Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı oldu. Fed beklendiği gibi operation twist olarak adlandırılan kısa vadeli tahvilleri uzun vadelilerle değiştirme operasyonunu tekrarladı. Fed bu sayede uzun vadeli faizlerde rahatlama yapmayı amaçlıyor. ABD gibi gelişmiş ekonomilerde başta konut piyasası olmak üzere büyük yatırımların uzun vadeli kredi faizlerine daha hassas olması nedeniyle atılan bu adım olumlu etki yaratacaktır. Fakat Fed’in bu adımı atacağına neredeyse kesin gözüyle bakıldığı için bu durum fiyatlara da yansımıştı. Bu nedenle beklentileri alan ABD endeksleri kararın ardından kısmen realiteyi satmayı ve karları realize etmeyi tercih etti. Piyasada çok geniş bir tabana yayılmasa da Fed’in 3. parasal genişlemeyi (QE3) de bu toplantıda başlatabileceğine dair beklentiler de oluşmaya başlamıştı. Bu da piyasaların güçlü kalmasındaki etkenlerden biriydi. Fed bu konuda önceki toplantısından çok farklı bir dil kullanmadı. Parasal genişleme seçeneğinin hala masada olduğunu vurgulayan Fed, bir süre daha ekonomik aktiviteleri takip etmek gerekeceğini söyledi. Bununla birlikte istihdam piyasasında ve büyümede beklentileri olumsuz yönde revize etti. Özetle Fed çok kısa vadede yeni parasal genişleme yok dedi, bununla birlikte ekonomide de beklentilerin önceki günlere göre daha olumsuz olduğunu vurguladı. Parasal genişlemenin her şeyin güllük gülistanlık olduğu zamanlarda olmayacağını düşündüğümüzde Fed’in beklentilerini olumsuz yönde revize etmesi gelecek birkaç olumsuz verinin ardından yeniden parasal genişleme senaryosunun gündeme gelmesine neden olacaktır. Bu da önümüzdeki günlerde gelecek olumsuz verilerin parasal genişleme beklentisiyle piyasaya da ters etki yaratmasına enden olabilir. Bu durumu özellikle Fed’in temmuz ayı toplantısı yaklaştıkça daha net bir şekilde görebiliriz.

Türkiye için en büyük problem terördür

Bu haftanın ve hatta önümüzdeki birkaç haftalık ya da aylık dönemin ana gündemi Suriye ve Güneydoğu Bölgesi’nde devam eden terör eylemleri olacak. Jetimizin Suriye tarafından uluslararası hava sahası içinde vurulmuş olması, Suriye ile zaten gergin olan ilişkileri kopma noktasına getirmiş durumda. Esed’in gitmesinden yana olan ve bunu her fırsatta tekrarlayan Türk Hükümeti’nin Suriye’nin bu hareketi sonrası tepkisiz kalması, şuana kadar sürdürülen tüm Ortadoğu politikasının yıkımı olacağı için bizce çok zor. Fakat verilecek tepkinin de uluslararası hukuk normları içinde kalacağından şüphemiz yok. Öncelikle bu konuda uluslararası destek aranacaktır. Fiili destek olmasa bile sözlü desteğin birkaç ülke dışında verileceği ve Türkiye’nin Suriye’ye karşılık vermede önünün açılacağını haftasonu gelen açıklamalardan sonra tahmin etmek çok zor değil. Savaş ve çatışma kelimeleri piyasaların hazzetmeyeceği kelimelerdir. Bu nedenle yurtiçi piyasalarda önceki haftalarda gördüğümüz pozitif ayrışma isteği terse dönebilir. Bunun yanında Türkiye’nin güneydoğusunda yaşanan terör sorununda da son dönemde ciddi bir artış yaşanmış durumda. Bizce terör sorunu şuan için Suriye sorunundan çok daha büyük bir önem arz etmekte. Geçtiğimiz hafta yaşanan karakol baskını ve neredeyse her gün duyduğumuz şehit haberleri, toplumu iyice germiş durumda. Bu sorun için radikal adımlar atmadan hükümetin Suriye konusunda atacağı adımlar kamuoyu nezdinde kabul görmeyecektir. Bu nedenle Suriye’ye müdahale seçeneğine şuan için düşük ihtimal veriyoruz. Fakat terörle mücadelede yöntemin değiştirilmesi ve güvenlik güçlerine çok daha geniş yetkiler verilmesi durumunda ilerleyen günlerde Suriye’ye müdahale seçeneği yeniden gündeme gelebilir. Özetle içeride neredeyse her gün gelen şehit haberlerini sonlandırmadan, hükümetin Suriye’ye yapılacak olası bir operasyonda olacak kayıpları ve daha önemlisi Suriye’ye yapılacak olası bir operasyon esnasında ülkenin başka bölgelerinde terör eylemleri nedeniyle olacak can kayıplarını kamuoyuna izah etmesi çok zor. Yapılan son kamuoyu araştırmalarında terör sorununun, ekonomik krizin önüne geçerek en büyük problem olarak algılanmaya başlaması da kamuoyunun konu üzerindeki hassasiyetini gösteriyor.

Bu hafta takip edeceğimiz önemli veriler

Bu hafta ABD’den konut verileri gelecek. Açıklanan bu veriler konut piyasasında taşların yerine oturmadığını gösterecek olursa yeniden parasal genişleme söylemi dillendirilmeye başlanabilir. Fakat Fed’in bir hafta gibi kısa bir süre içinde fikrini değiştirerek erken bir adım atması çok büyük sürpriz olur. Bu nedenle olumsuz veriler parasal genişleme beklentisiyle alım getirse de bunun etkisi çok kısa süreli olabilir. Fakat yukarıda da bahsettiğimiz gibi Fed’in temmuz toplantısı yaklaştıkça gelecek olumsuz veriler çok daha olumlu etki yaratabilir.

İçeride ise bu hafta bugün 14:30’da açıklanacak olan Haziran ayı sanayi güven endeksi ve kapasite kullanım oranını ve Cuma günü açıklanacak olan mayıs ayı cari denge rakamlarını takip edeceğiz. Petrol fiyatlarındaki düşüşün mayıs ayı dengesine olumlu katkısını da bu rakamlardan göreceğiz. Cari denge rakamlarındaki keskin düşüşün devam etmesi not artışı söylemlerinin de artmasına neden olabilir. Fakat bizce yakın bir zamanda yeni bir not artırımı şuan için zor duruyor.

Üzeyir DOĞAN / Araştırma Müdürü
MARBAÅž Menkul DeÄŸerler
[email protected]
Telefon: (0212) 286 30 00

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir