Meksika’daki G-20 Zirvesi, küresel ekonominin resesyona yaklaÅŸması ve artan siyasi sıkıntıların gölgesinde baÅŸlıyor. G-20 liderlerinden en son 2007-2009’daki finansal kriz döneminde görülmüş türde güçlü bir “liderlik” tablosu çizilmesi isteniyor.
Dünyanın ekonomik, finansal, sosyal ve siyasi olarak çok zor günlerden geçtiğine dikkat çeken Uluslararası Finans Enstitüsü Başkanı Charles Dallara, bir kez daha küresel işbirliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Dünyanın toplam üretiminin yüzde 80’ini kapsayan 20 sanayileÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkenin liderlerinin, 18-19 Haziran’daki görüşmelerde bütçe açıklarını kontrol altına alacak hamlelerle dengelenecek büyüme teÅŸviÄŸi sinyalleri vermesi bekleniyor.
Ancak son 4 yılda merkez bankalarının parasal genişlemelerle sağladığı 6 trilyon dolarlık desteğe ek olarak siyasetçilerin 1 trilyon dolarlık harcamalarının ardından, iş dünyası ve tüketici güvenini sağlayabilecek politikalar sunabileceğine ilişkin şüpheler de varlığını koruyor.
Oxford Analytica, müşterilerine gönderdiÄŸi notunda, ciddi anlamda daha zayıf mali pozisyonlar ve hem ülke içi hem de ülkeler arasındaki ayrışmalar varken, Los Cabos’taki zirveden çok somut sonuçlar beklenemeyeceÄŸini ifade etti.
Politikacıların bu hafta piyasayı sakinleştirmeyi başaramaması hâlinde yük yine merkez bankalarının üzerine binecek.
Merkez Bankaları’nın geçtiÄŸimiz hafta Yunanistan’daki seçimlerin sonuçlarının piyasalarda daha fazla krize neden olması hâlinde yapacaklarını söyledikleri nakit enjeksiyonları, piyasalar ve güven için tek seçenek olacak.
Deutsche Bank’ın ekonomisti Dominic Konstams, merkez bankalarının daha riskli varlıkları desteklemeye karar vermesi hâlinde, müdahale zamanını S&P 500 Endeksi’nin 1,25 puanın altına gerilemesi olarak ifade etti.
BloombergHT