Çarşamba günü Başbakan Yardımcısı Babacan artık gelenek hâline getirdiği yemekli toplantılarından birini gerçekleştirdi. “Mutat zevat” katıldı. Soru cevap bölümü saat 5’e kadar uzayınca perşembe yazımı yetiştiremedim. Özür dilerim.
Bakan’la birlikte ekonomi yönetimi de geliyor. Hazine Müsteşarı Çanakçı yurtdışında olduğundan katılamadı. Merkez Bankası’nı Başkan Başçı ve Başkan Yardımcısı Yörükoğlu temsil etti.
Babacan “istişare” sözcüğünü kullanıyor. Kavramı sevimli buluyorum. Samimi bir sohbet oluyor. Önce yönetim anlatıyor. Sonra bizler konuşuyoruz. Ekonomi yönetiminin sorunlara bakış açısını daha iyi kavrama olanağını buluyoruz.
Küresel korkular
Bakan Babacan uzun bir sunum yaptı. Bu kez küresel ekonomiye ayırdığı ilk bölümü uzun tutmuş. Euro krizinin hem bölge hem dünya ekonomisi açısından içerdiği risklerin ayrıntılarına girdi. İki gözlemim var.
Türkiye’nin giderek küresel sorunların çözümünde daha aktif olmaya çalıştığını vurguladı. Geçmişte Türkiye uluslararası forumlarda inisiyatif almaktan çekinirdi. Hızlı büyüme ve mali istikrar kendine güveni artırmış. Sevindiricidir.
Babacan’ın bende bıraktığı izlenim euro krizi konusunda karamsar olduğu yönünde. Yunanistan’da işlerin çok kötü gittiğini, İspanya’ya zaten bulaştığını, İtalya’yı ve hatta Fransa’yı bile sıkıştıracağını düşünüyor. Kötü haberdir.
Sunumun Türkiye bölümünde yapısal reformlara ağırlık verdi. Seçimden bu yana yapılanları ve bundan sonra yapılması planlananları anlattı. Sorularda açtı. 2012-13 yasama dönemini önemsiyor. Sonrasında “seçim sath-ı mailine” girilir diyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.