Bütün bilimlerin temeli fiziktir. İktisat da fiziğe dayanır. İktisadın işleyişi fizik kanunlarına aykırı olamaz. Ancak bunun tersi fizik için doğru değildir.
Yani fiziki olaylar, iktisadın kanunlarına tabi değildir. Çünkü fizik, iktisadı kapsar, ama iktisat fiziği kapsamaz. Misali hatırlayın. İnsan iki ayaklıdır, ama her iki ayaklı insan değildir. İki ayaklıların bir kısmı kuştur. Lakin fizik bilmek, tek başına iktisadi kavramaya yetmez. Çünkü iktisadın tâbi olduğu fizik kanunlardan başka yine ters düşemeyeceği biyoloji, psikoloji ve sosyoloji kanunları vardır. Pek tabii iktisadın kendi kanunları da mevcuttur… Felsefe bitti; yolumuza devam edelim.
PARA
Modern iktisat, kâğıt paranın icadıyla başlamıştır. Kâğıt paradan önce kullanılan paralar, altın gümüş gibi değerli maden veya nadir taşlardan olurdu. Hâlbuki kâğıt paranın kendisi (yani kâğıdı) değerli değildir. Kâğıt paranın değeri “itibari”dir. İtibarı da parayı tedavüle sokan ve onun belli coğrafyada kabul edilmesini zorunlu kılan hükümran devletin itibarı kadardır. Kaldı ki günümüzde para yaratmak için kâğıda da ihtiyaç kalmamıştır. Bir kayıt bu işe yetmektedir.
Fizikçi Lavoisier “kapalı bir sistemde, hiçbir şey yoktan var olmaz; varken yok olmaz, sadece hal değiştirir” demiştir. Yazının başında iktisadi hayatta cereyan eden her şey fizik kanunlarına tabidir dedik. Öyleyse bu para denilen şey, nasıl oluyor da yoktan var ediliyor? Cevap: Edilmiyor. Çünkü tedavüle çıkan para, ne gelir ne de servet yaratır. Sadece mevcudu, kişiler ve kurumlar arasında yeniden dağıtıma tabi tutar.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.