Heyhat, gençler, çok yazık size. Bizim gibi yarım asırı deviren dev çınarlar 1980’lerin Özal ihracat furyasını, 1990’ların yüksek enflasyon manisini, 2000’li yılların ilk 10 yılında AKP’nin yarattığı hızlı büyüme dönemini yaşadık. Palazlandık, serpildik, mal-mülk edindik. Hele ben, serpilmek kelimesi yetersiz kalıyor, maşallah semirdim. Övünmek gibi olmasın ama yakında TCMB’nin “FÖŞ işlemleri dışı net hata noksan” kalemini de ayrıyeten yayınlayacağını söyleyebilirim. Bu kaleme ”çekirdek net hata noksan” denecek. Benim İsviçre ile yaptığım para transferlerini takip etmek için “FİL” hesabı kuruluyor. İsviçre Merkez Bankası ile nakit yatırım yerine swap yaparak İsviçre Frangı üzerindeki baskıların azaltılması protokolünü de imzalamak üzereyim. Siz ise inatla izlenen yanlış politikaların faturasını ödeyeceksiniz. Türkiye’de artık büYÜmeME dönemi başladı.
Hem enflasyonda gerileme hem de yatırım bankalarının öğünerek saftirik fonlara kakaladığı “yeniden dengelenme” hikayesi aslında büyüYEmeME sendromundan kaynaklanıyor. Nisan ödemeler dengesi detaylarına bakın, enerji dışı açık geçen sene 3.9 milyardan 700 milyona daralmış. Yani, tüketicinin artık ithal mal alacak parası yok. Peki yerli malı alacak parası var mı? O da yok. CNBC-E Mayıs tüketim endeksine bakın, mevsimsel olarak düzeltilmiş seri geçen senenin altında. Kredi hacmi? Yılbaşından bu yana sadece %6 artabilmiş.
Gayet normal, memura 4+4% zam verir, Türk Ticaret Kanunu’nu da patronu çümbüş ettirecek kadar delerseniz, tüketiciye harcayacak para kalmaz. Üretilen gelirin artan miktarı vergiden kaçan küçük burjuva sermayesinin kasasına, oradan da İsviçre ve metres apartmanlarına gider.
Nisan sanayi üretimi de ekonomide durgunluğun aşıldığına kanıt olarak kullanıldı. YALAN!!!!! Sanayi üretimi, yine mevsimsel olarak düzeltilmiş, geçen senenin zirvesini yakalayamadı bile. Zaten, artış da bir iki tane sektörde nedenini çözemediğimiz patlamadan dolayı, gerisi üretimi artıramamış. Aynen dış ticaret açığındaki daralmanın altın ihracatından kaynaklanması gibi. Verilerin detayına bakan, Türkiye’nin hala fakirleştiğini, enflasyon ve cari açıkta kazanımların ise sırf bu fakirleşmeden kaynaklandığını görürsünüz.
Bu manzaranın AKP’yi çok rahatsız ettiğini biliyorum. Altı aydır istemsiz olarak, AB krizi yüzünden uygulanan perhiz iş dünyasını isyan ettirdi. Size gazetelerde çıkan reklam haberlere, her akşam TV kanallarında boy gösteren reklamlara bakmayın. Kimse lüks konut almıyor. Yakında bazı inşaat şirketlerinin zorda olduğunu duyarsanız şaşırmayın. Son KONSENSUS anketine bakın, AKP %51.5, CHP %26.8. Seçimden bu yana hiçbir değişmemiş diyorlar. Değişmemiş olur mu? Anketleri takip ettiyseniz, AKP %55’den bu noktalara geriledi. CHP ise %20’den yine %27’ye yükseldi.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.