Uluslararası Finans Enstitüsü‘nün (IIF) yarı yıl toplantısı bu yıl Kopenhag’daydı. Gelişmekte olan ülke şehirlerini gördükten sonra Avrupa şehirlerinin üzerine ölü toprağı serpilmiş olduğunu Kopenhag da teyit etti. İstanbul, Şanghay, Yeni Delhi, Rio gibi şehirlerde görülen canlılık ve heyecan yanında Frankfurt, Amsterdam, Brüksel ve Kopenhag gibi şehirlerdeki durgunluk çok dikkat çekici. Gelişmekte olan ülkeler gelir yaratıp daha iyi yaşam koşullarına ulaşmaya çalışırken, Avrupa cepten harcıyor. Avrupa servetini yiyerek hayatını sürdürüyor. Gelişmekte olan ülkeler gelir yaratarak servetini artırıyor. Rakamlara bakmaya gerek yok. Küresel çapta olan biten çıplak gözle açıkça görülüyor.
UMUT YOK
Önümüzdeki dönemde Avrupa’nın tüm dünyaya ayak bağı olacağı çok açık. Avrupa’nın sorunlarını kısa dönemde çözebileceğine hiç kimse inanmıyor. Ama, açıkça bunu söyleyen de yok. Euro’nun geleceği parlak değil. Euro’nun değerinin bugünkü düzeylerde olmasının tek nedeni, dolardan sonra dünyanın ikinci rezerv parası olması niteliği. Euro rezerv para olmasaydı, son dört yıldır çok ciddi boyutlarda değer kaybına uğrardı. Yavaş da olsa, Euro’nun rezerv para olma niteliği giderek kaybolabilir. Bu konu toplantılarda değil, koridorlarda konuşuluyor. Amerikan ekonomisinin bu yıl yüzde 2-3 arasında büyüyebileceği tahmin ediliyor. İki hedefi birden gözeten Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) enflasyonda hedefin altında, işsizlik oranında ise hedefin oldukça üzerinde kalmış olması Amerika’da yeni bir parasal genişlemenin gündeme gelme olasılığını artırıyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.