Ülke siyasetinde bütün sorunları bir kenara bıraktık, hayvanlığı ve kürtajı konuşuyoruz. O kadar akıl almaz açıklamalar sırf gündem saptırmak için kullanılıyor ki, hayretle izlemekten kendinizi alamıyorsunuz. Siyasetin gündemi bu olunca iki satır da ben yazmak istedim.
Fakat bir sorun vardı. Açıklamalarda düzeysizlik o denli tavan yapmıştı ki, saptırılan gündemi nasıl anlatacaktım. Tam bu aşamada aklıma Bir Demet Tiyatro isimli dizideki ‘Eyvah Necdet’ karakteri geldi. Bu karakter tüm olayları hayvanlar alemi üzerinden örneklemelerle değerlendiriyordu. Ben de bu yönteme karar verince, zihnimde belli bir yaşın üzerinde olanların hatırlayacağı deri üretiminin kalbi Kazlıçeşme’nin fareleri geldi.
Önceleri sağdan soldan karnı doyurmaya çalışan bu fareciklerin gelişimini üç dönemde değerlendirmek gerekiyor. İlk bölümde daha küçüklerde ve insanlardan korkuyorlardı. Bu nedenle her zaman ortaya çıkamıyorlardı. Stok yapmaları gerekiyordu. İhtiyaçlarının ötesinde yiyecek elde etmek için aşırmaya başladılar. Bu kemirgenlerin tırtıklama dönemiydi.
Sonra baktılar ki ses çıkaran yok ve yedikçe semirmişler, etraftaki insanlara da gözükmekten çekinmeyerek gündüz vakti hırsızlık başladı. Alenen mutfaklara giriyor ve çalıyorlardı. Sayıları çoğaldı, yedikçe semirdiler, artık kedilerden bile korkmaz hale geldiler. Artık onlar Kazlıçeşme’nin ‘kedi gibi fareleri’ olmuşlardı. İkinci dönem olarak nitelendirebileceğimiz ‘hırsızlık safhasına’ girilmişti.
Bundan güç alarak çoğalmaya, devasa boyutlara gelmeye devam ettiler. Alenen ortada gezip, insanları korkutup, bir tür terör yaratıyorlardı. En baştaki mazlum hayvanlar yerini canavarlara bırakmıştı. Üçüncü dönem olarak nitelendireceğimiz bu süreçte, deri üretiminde kullanılan kimyasalların da etkisiyle vahşileştiler. Ne bulurlarsa götürüyorlardı, fabrikaları hortumlamaya başladılar.
Yetinmediler… Sıra fabrikaya gelmişti… Fabrikanın duvarlarını, temellerini kemiriyorlardı. Çünkü onlar artık fare değil, devasa görünümlü kemirgenlerdi. Sonrasında fabrikalar yıkıldı. Tuzla’ya organize sanayi bölgesine taşındı. Fakat açığa çıkan bu kemirgenler de kanalizasyon aracılığıyla şehrin her tarafına yayıldı. İnsanların yaşam alanlarına giriyorlar ve hortumlama devam ediyorlardı. Etkin bir mücadele başlatılıp, hepsinin kökü kurutuldu.
Şimdi ortada ne fabrika var, ne de kemirgenler… Orası da yeşil alan olarak kullanılıyor. İşte hayvanlar aleminde kemiren, çoğalan varlıklar… Biliyor musunuz? Biyolojik olarak insana en yakın hayvan faredir. O nedenle deneylerde kullanılır.
Gerçekten şöyle bir baktığınızda bugünün düzeysiz sanal gündemi içinde, gizlenen gerçek gündemi düşünürseniz, örnekleme iyi oturuyor. Bence siz hayvanları ve kürtajı bir kenara bırakın, hortumlanan cebinizle, duvarı ve temeli kemirilen fabrikaya sahip çıkın.