Avustralyalı sinema yıldızı Russell Crowe 2001 yılında “Akıl Oyunları” adlı bir filmde başrolü oynamıştı. Hem de çok başarıyla.
Bu filmde Russell Crowe “Oyun Kuramı”nı (Game Theory) popüler hale getiren Nobel İktisat ödülü sahibi matematikçi John Nash’i canlandırmıştı. Bu müthiş film 4 Oscar ödülü almıştı. Ülkemizde de çok sevilmişti. Bu film sayesinde “Game Theory”yi duymayan kalmamıştı.
GAME THEORY
İngilizcede “play”, “game” ve “gamble” diye üç kelime ayrı mevcuttur. Bunların karşılığı olarak Türkçede yalnız iki sözcük vardır. “Oyun” ve “kumar”, “Play” kelimesi “oyun” olarak tercüme edilebilir. “Gamble” da kuşkusuz “kumar”dır. Pekiyi “game”in Türkçesi nedir? Oyun mu, kumar mı? Benim köşenin adı “Oyunun Kuralı”dır. Bunun İngilizcesi “Rule of the Game”dir. Ben bu sütun başlığını seçerken, iktisadi hayat denilen “game”in karşılığı olarak “oyun” dedim. Aslında hayat, ne çocuk oyunudur, ne de kumar; o bir “game”dir.
OYUN KURAMI
Oyun Kuramı, insanların her ihtimali hesaba katıp, iyice düşünüp taşınarak, akıllı (iktisadi) bir karar aldığını zannederken, çoğu kez akılsız bir karar alıp, gayri iktisadi (aptalca) davranışa nasıl sürüklenebileceğini anlatır. Oyun Kuramı, ilk olarak şunu kafalara çakmaya çalışır. Hayat “Toplamı Sıfır Olan Oyun” (Zero Sum Game) değildir. Yani hayat, kumarbazların birbirini üttüğü, kayıp ve kazançlar toplamının sıfır olduğu pokere benzemez. Öyle olduğu sanılırsa, kimse kimseyle işbirliği yapmaz ve günün sonunda herkes zararlı çıkar. Herkes karşısındakinin kuyusunu kazmaya kalkarsa, karşısındakini de kendisi için mezar kazmaya teşvik etmiş olur.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.