Avrupa’da liderler krizle mücadelede baÅŸarısız oldular. Bundan sonra da baÅŸarılı olabilecekleri yönünde en ufak bir iÅŸaret vermiyorlar. DoÄŸal olarak seçmenler, lider deÄŸiÅŸikliÄŸine gidiyor. Fransa’daki iktidar deÄŸiÅŸikliÄŸi “borç krizi” çıktığından bu yana 11 ‘inci lider deÄŸiÅŸikliÄŸiydi.
Ä°ÅŸbaşına yeni gelenlerin seçimlerdeki en önemli avantajı, iktidardakilerin krizi çözmeye muktedir olmamaları ve halkın hoÅŸuna gidecek ÅŸeyler söyleyebilmeleriydi. Halkın bu aÅŸamada hoÅŸuna giden yaklaşım “Kemer sıkmaya deÄŸil, ekonomik büyümeye önem verilmeli” ÅŸeklinde özetlenebilir.
GÜVEN VE ÖNÜNÜ GÖRME
G-7 içinde dört Avrupa ülkesi var. Almanya dışında üçünde de lider deÄŸiÅŸikliÄŸi oldu. Üçü de iktidara geldiklerinden bu yana “Kemer sıkmayla beraber büyümeye de önem verilmeli” sloganı atmaya baÅŸladı. Japonya, Kanada ve Amerika küresel krizden bu yana zaten aynı ÅŸeyi söylüyordu. Dolayısıyla, Rusya’nın da katılımıyla G-8 toplantılarından “Kemer sıkmayla birlikte ekonomik büyümeye önem verilmeli” mesajı çıktı. Dışarıdan bakıldığında, Fransa ağırlık koydu gibi görünüyor. IMF de yumuÅŸuyor izlenimi veriyor.
Bütün bunlar ne kadar gerçekçi?
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, hem kamu sektöründe kemer sıkıp hem de büyüyebilmek için özel kesimin tüketim ve yatırım harcamalarını artırması gerekiyor. Yani, ekonomik büyüme özel kesim odaklı olmak zorunda. Daha fazla tüketim ve yatırım için özel kesimin önünü görmesini sağlayacak gelişmelerin ortaya çıkması ve en önemlisi uygulamadaki politikaların olumlu sonuçlar vereceğine inanılması.
Bunların hiçbiri ÅŸu anda mevcut deÄŸil. Kimse önünü göremiyor. Yunanistan’ın Euro’dan çıkıp çıkmayacağı tartışılıyor. Ä°spanya’nın yardıma ihtiyacı olabileceÄŸi konuÅŸuluyor. Ä°talya’daki reformların yetersizliÄŸinden söz ediliyor. Portekiz ve Ä°rlanda’nın yeniden masaya oturabileceÄŸi tahmini yapılıyor. Böyle bir ortamda kim önünü görebilir ki? Avrupa’nın daha parasının patronları konusunda kafası karışık.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.