Üç Buçuk Siyaseti

Memur zam görüşmelerinde Türkiye kendine yakışan oranı buldu. Daha önce 3 + 3 zam teklifi iktidar tarafından revize edildi ve önce üç buçuk artı üç buçuğa, ardından üç buçuktan dörde çevrildi.

Hatırlayanlar olacaktır teklifin verildiği ilk gün biraz artırıp, sonra da ‘gördünüz mü biz de artış sağladık, iyisiniz’ diyecekler diye görüşümü ortaya koymuştum. Yani iktidar, memuruyla Sultanhamam pazarlığı yapıyor. Aslında toplamda, kendi açıkladıkları enflasyon rakamlarında bir artıya razılar.

Ama ölümü gösterip, sıtmaya razı edecekler ya, gereken tavizin verildiği izlenimini ortaya koyarak böbürlenecekler ya, Arap ticareti mantığıyla pazarlık yürütüyorlar. Embedded sendikaları bile itiraz eder gözüküyor.

Neticede hiçbir söz hakkı olmayan, iktidarın bürokratından oluşan hakeme konu gidecek ya son teklif onaylanacak ya da göstermelik olarak akıllarında ilk olan. Yani insanların nafakası üzerinden ucuz bir oyun oynanıyor.

Aileleriyle birlikte yaklaşık 12 milyon insandan bahsediyoruz. Fakat 700 bin öğretmen hesaba katılmıyor. 4C’liye, emekliye yüzdelik zam öngörülmüyor. Toplu sözleşme ikramiyesine de… Yani ‘sen, sen, sen yoksun, sana üç buçuk feda olsun’ politikası uygulanıyor.

Dolar milyarderinden vergi alamayan, ama dolaylı vergilerle 74 milyonu soyan bir Maliye anlayışından da zaten başka bir şey beklenmezdi. Peki bütün bu efelenmeye karşı ne olacak dersiniz? Hiçbir şey… Sendikacılık anlayışı bayrağı o kadar kritik noktalarda teslim etti, baraj konusunda o kadar çirkin pazarlıklara girişti ki, sonuçta üç buçuk zihniyetine teslim olacaklar.

19 Mayıs kutlamaları sırasında üç buçuk ile tanışan iktidar, şimdi memura bunu ihale ediyor. Zaten başa ne geliyorsa bu üç bucuk siyasetinden gelmiyor mu? Hukuksuzluk yaşanıyor, herkes üç buçuk noktasında…

Ekonomi, dış politika, 2B, hukuk aklınıza ne gelirse, dinleme ve takip terörüyle bir ülkeyi üç buçuk siyasetiyle yönetiyorlar. Dört dörtlük yaşamak isteyenler de dört duvar arasına konuluyor.

Nasıl bir ülke olacağını da Başbakan Erdoğan Pakistan’dan ‘yapıcı muhalefetin demokrasinin gereği’ olduğunun altını çizerek anlatıyor. Peki ne bu yapıcı muhalefet? Mesela 2B konusunda altıncı kez Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyeceksin. O 4 + 4 + 4 istiyorsa sen 4,5 isteyeceksin. İtiraz etmeyeceksin.

Yapılan uygulamaların hukuksuz, kanunsuz olmasına göz yumacaksın. Ne derse doğru kabul edeceksin. Yoksa… Üç buçuk siyaseti devreye girer ve senin de üzerine atılacak bir çamur bulur.

Ama insan olmak burada devreye giriyor. Ne diyor büyük usta Neyzen Tevfik? “Hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.”

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir