Yunanistan meselesi hala gündemdeki yerini koruyor. Ama bu sıralarda Yunanistan masalında bir fark ortaya çıkmaya başladı. Kriz gök mavi- deniz mavi masalını biraz gölgelemişti. Kriz sürecinde bu gölgeler koyulaştı. Alışılmış Yunan masalı şimdilerde bir korku masalına dönüşmek üzere.
Korku Yunanistan’ın Euro alanını terk etmesi halinde ortaya çıkacak nahoş olasılıklar üzerine inşa ediliyor. Hatta daha da ileri gidip Euro dışına çıkan Yunanistan’ın Avrupa Birliği içinde kalmakta da zorlanacağını, bir süre sonra Birliği de terk etmek durumunda kalacağını, dolayısıyla Yunan krizinin neden olacağı hasarın ilk belirlenenin de ötesine geçeceğini düşünenler de var.
Başından beri Yunanistan sorunun temelli bir kopuşa neden olmadan çözüleceğini düşündüm.
Konuşma ve yazılarımda bu görüşü savundum. Bunu da öyle kafadan atma bir senaryo dürtüsüyle yapmadım. Gelişmeleri gözleyerek, irdeleyerek, olası maliyetleri hesaplayarak böyle bir sonuca ulaştım.
* * *
Olası bir Yunan çözülmesinin öncelikle Yunanistan’ın kendisine büyük bir maliyet yükleyeceği görülüyordu. Büyük bir üretim ve istihdam kaybı olacağı, milli varlık ve servette çok ciddi bir gerileme yaşanacağı hesaplanıyordu. Ne kadar dizginlenmeye çalışılsa da, böyle bir gelişmenin, özellikle Avrupa coğrafyasında ağır dozlu bir bulaşıcılık yaratacağını, Yunan çözülmesinin öteki ülkeleri de etki altına alacağını görmek için de kahin olmak gerekmiyordu. Avrupa’ya bulaşan Yunan çözülmesinin dünyayı da etkilemesi kaçınılmazdı.
Bütün bunları bir araya getirince Avrupa Birliği’nin olası bir Yunan çözülmesinin ardından sökün edecek sorunların bedelini ödemeye yanaşmayacağı kanısındayım. Birliğin böyle bir bedel ödemektense tek bir Yunan sorununu çözmenin maliyetine katlanmayı tercih edeceğini düşünüyordum.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.