Fransa ve Yunanistan’da son yapılan seçimlerin ve Merkel’in pazar günkü yerel seçimlerdeki hezimetinin, Avrupa’nın yeniden yapılanmasını hızlandıracağını düşünüyorum.
Yeni fikirler, yeni yaklaşımlar ve çözüm yolları ortaya çıkıyor.
Bunlardan birisi de Almanya’nın enflasyon oranının diÄŸer üye ülkelerden daha yüksek olmasına izin verilmesi seçeneÄŸi.
IMF’nin geçen hafta yayınlanan Almanya’nın 4. madde görüşme bildirgesinde bu husus açıkça ortaya konuluyor. Euro Bölge’sindeki dengesizliklerin azaltılması için Almanya’daki fiyat artışlarının yüzde 2’nin biraz üzerinde olmasına olanak tanınması isteniyor.
IMF bu önemli konuyu Alman otoriteleriyle görüşmeden kesinlikle bildirgesi içine koymaz.
Nitekim, Almanya Merkez Bankası BaÅŸekonomisti Jens Ulbrich’in de aynı paralelde düşündüğünü gözlüyoruz. “Almanya’daki enflasyonun diÄŸerlerinden fazla olmasının bu ülkelerin rekabet güçlerini artıracağını ve büyümelerine olumlu katkı yapacağını” söylüyor.
Bu stratejinin iki olmazsa olmaz koÅŸulu var.
Birincisi, Euro Bölgesi’nde orta dönemde ortalama enflasyon yine yüzde 2 olacak. Tek fark Almanya’nın daha yüksek enflasyonu kabullenmesi.
İkincisi, para politikası da bu amaca dönük olarak işlev görecek.
Kanımca geç kalmış bir çözüm yolu. Euro Bölgesi içinde 1 yılda gerçekleÅŸen ticaret hacminin 15 trilyon dolar olduÄŸunu dikkate aldığınızda, rekabetçiliÄŸi göreli olarak azalacak Almanya’ya yönelecek mal ve hizmet satışları bu rakamı daha da büyütecek ve çevre ülkelerin büyümelerine olumlu katkı yapacaktır.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.