Cari işlemler açığı bir ülkedeki toplam tasarrufların yetersizliğinden kaynaklanır. Tasarrufu yapacak olanlar devlet, hane halkı ve şirketlerdir. Devlet vergi gelirlerinden daha az harcama yaparak tasarruflarını artırabilir. Hane halkı elde ettiği gelirin daha az bölümünü tüketerek tasarruflarını artırabilir. Şirketler daha fazla kâr ederek tasarruflarını artırabilir.
Devletin daha fazla tasarruf etmesini beklemek fazla gerçekçi deÄŸil. Aksine, devletin daha fazla tasarruf açığı vermemesi olumlu karşılanmalı. Åžirket kârları daha çok piyasa ÅŸartlarının bir sonucu. Åžirketler “Hadi bu yıl daha fazla kâr edelim” diyerek kârlarını artıramazlar. O halde, ekonomide toplam tasarruflar artacaksa, artış büyük ölçüde hane halkından gelecek.
Türkiye’de devletin 2010 ve 2011 yıllarında tasarruflarını önemli ölçüde artıracak fırsatı vardı. Ama, bu fırsatı kullanmak istemedi. Ekonomik büyümenin hızlanmasıyla devletin gelirleri öngörülenin çok üzerinde arttı. Ama, vergi gelirlerindeki artışın önemli bir bölümü yeni harcamalara gitti. Devlet son iki yıldır elde ettiÄŸi ek vergi gelirlerini tasarruf etmiÅŸ olsaydı, cari iÅŸlemler açığının milli gelire oranı birkaç puan daha düşük olabilirdi.
TASARRUFUN KAYNAĞI ÖZEL KESİM
Devletten bir katkı gelmeyecekse, cari işlemler açığının düşürülmesinde asıl katkı özel kesimden gelecek. Özel kesim tasarruflarını neden artırsın? Şimdi birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, ekonomik birimler önünü göremediğinde tasarruflarını artırır. Özel kesimin tasarruflarını isteyerek artırması genellikle ya krizdir ya da krizin habercisidir. Özel kesimin tasarruflarını çeşitli teşvik mekanizmalarıyla artırmaya çalışmak ya astarı yüzünden pahalıdır ya da ekonomideki fiyatların çarpıtılması sonucunu doğurur. Tasarrufu teşvik etmek en zor ve en pahalı alanlardan biridir.
Özel kesim zorunlu yollarla tasarruflarını artırabilir. Vergi, bir zorunlu tasarruf çeşididir. Vergiler yoluyla özel kesim gelirlerinin bir bölümünü tüketmeyerek devlete aktarır. Özel kesimin kendisinin tüketmediği bu kaynağı devlet tüketir. Vergilerin artırılması yoluyla özel kesimi tasarrufa yönlendirmek diye bir olgu arzulanan sonucu vermez.
Sosyal güvenlik kurumlarına özel kesimin yaptığı katkılar da zorunlu tasarruf kapsamındadır. Ama, uzun yıllar sosyal güvenlik kurumlarının kaynaklarından bağımsız olarak devletin bu kurumlar yoluyla özel kesime saÄŸladığı faydalarda ölçü kaçtı. Kesintiler vergi, faydalar devlet harcamaları haline geldi. Gelinen noktada bütçenin faiz dışı harcamalarının yüzde 20’sinden fazlası sosyal güvenlik kurumlarına gidiyor. Devletin çalıştırdığı bir sosyal güvenlik sistemine kesintileri artırmak da artık zorunlu tasarrufları artırarak toplam tasarrufların artırılabilmesi anlamına gelmiyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.