Avrupa’daki geliÅŸmeler risk alma iÅŸtahını olumsuz etkilediÄŸi sürece, kura baskı olacağından, TCMB yine yüksek faize baÅŸvurur.
Yılın ikinci çeyreğinin ortalarına geldik. Mevcut bilgiler Türkiye ekonomisinin 2011’e kıyasla oldukça düşük bir oranda ama ‘yumuşak iniş’ senaryosuna uygun bir biçimde büyümekte olduğunu gösteriyor.
Şubat ayı sanayi üretimi gelişmelerini değerlendirirken mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verileri kullanırken dikkatli olunması gerektiğini vurgulamıştım. Merkez Bankası’nın (TCMB) son enflasyon raporunda bu sorunu ele alan yararlı bir kutu var (sayfa 57). Arındırma işlemi için kullanılan veri döneminde yapılan ufak bir değişiklik bile, oldukça farklı sonuçlara yol açabiliyor oradaki analize göre. Mesela mevcut resmi arındırılmış verilere göre, bir dönem öncesine kıyasla son dört çeyrektir büyüme oranı düşüyor. Oysa arındırmada kullanılan veri döneminin başından azıcık kırpınca, dönemsel büyüme oranının 2011’in ikinci çeyreğinde dibe vurduğu, ondan sonra da yükselmeye başladığı ‘saptanıyor’!
Kredi arzı hızlandıÂ
Bu sorundan kurtulmanın bir yolu ‘eski usul’ yıllık değişim oranlarına bakmak. Böyle bakınca, üçer aylık üretimlerin bir yıl öncesinin aynı ayına göre artış hızı, 2011’in başından bu yana düşüyor: Sırasıyla, yüzde 14.4, 8, 7.6, 6.5 ve 2.8. Bu düşüş devam eder mi? Yoksa resmi açıklamalarda belirtildiği gibi ikinci çeyrekten itibaren büyüme oranında bir miktar yükselme gözlenir mi?
Son haftalarda bankaların kredi arzını hızlandırdıkları gözleniyor. Lira cinsinden kredilerin sekiz haftalık ortalamalarının dönemsel değişimine bakınca ortaya çıkan resim şu: 2011’in ilk yarısındaki ortalama haftalık artış yüzde 0.59’du. Temmuz başı ile ekim sonu arasında yüzde 0.41’e, kasım başı-nisan sonu arasında ise yüzde 0.31’e düştü. Oysa son beş haftanın (en son nisan sonu verisi var) ortalama artışı yüzde 0.46 oldu. Dolar cinsinden ölçülen yabancı para kredilerin aynı dönemdeki hareketleri lira cinsinden olanlar ile aynı yönde ancak daha şiddetli. Bu çerçevede, son beş haftadaki yükseliş daha belirgin.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.