Facebook ve Enflasyon

Zuckerberg Facebook’u 90 milyar dolara yani geriye dönük F/K’sının 99 katına kakalayacak millete. Helal olsun. Biz burda google reklamına yazı yazıyoruz. Artık ben de genç inovasyon nesline katılıyorum. İcatımı da patentlettim bile. Adı Assbook. Facebook malum-u aliniz “Yüz kitabı” demek. Assbook ise “Döt kitabı”. Facebook’dan 100 misli popüler olacağına inanıyorum, çünkü hadi gerçeği söyleyelim birbirimize: kimse Facebook’a yüzler, dostlar veya ilişkiler için girmiyor.

Amerikalılar’ın deyimiyle herkes kendine bir “piece of ass” (bir parça döt) bulmak için giriyor bu merete. Assbook’da iç çamaşırlı veya çıplak dötünüzün resmini koyacaksınız. İçinde ”En son dötünüzü nerde bıraktınız? “Şimdi dötünüzü nereye koyuyorsunuz? “Dötünüz yer mi?” Dötünüz dört attı mı?” “Siz de böyle döt olsa 1 milyon dolar borcunuz olsa kafaya takarmısınız? “Dötünüz de yusufçuklar atıyor mu?” gibi sorular olacak. Daha özel bölümlerde “en son dötümü şurda verdim”, ya da “ben kendime bir döt buldum” (“statüs” yerine geçecek) gibi özel bölümler de olacak. Ve çok özel dostlarım için de: “Hiç güneş görmeyen yer” köşesi açacağım.

Onların zaman tüneline ben kolonoskopi tüneli ile cevap vereceğim. Onlar benim dötümün resmini beğenip beni poke ettiğinde ben twittleyeceğim. İronik olan “if you poke, I’ll tweet”, beni dürtersen kuşlar gibi cıvıldarım demek ki, gayet doğrudur. Nasıl oluyor da Hilal Cebeci’in twitterde 1 milyon takipçisi varken, benim sadece 700 tane? Bu ülkede döt/beyin relatif fiyatı 700/1 milyon sa, benim Assbook Facebook’u yakında ikiye katlar.

Lafı uzatıyorum, çünkü canım enflasyon yazmak istemyor. ”Size söylemiştim” demek istemiyorum. “Artık bu TCMB’den kurtulmazsak, bu ülkede enflasyon yine 1990’lara dönecek” diye uyarmaktan bıktım. AKP için büyüme oldukça, enflasyonun hiç bir önemi yok diye bağırmaktan bıktım. En önemlisi bu para politikasının benim gibi Yüksek Faiz Lobicileri’ni nasıl zengin ettiğini AKP’ye anlatmaktan bıktım.

Bakın, manşetin %11’ı aşması geçiştirilebilecek bir olay değil. Bir ülkenin hiper-enflasyona alışması kurbağa haşlamaya benzer. Canlı kurbağayı fazla gürültü patırtı çıkartmadan nasıl pişirirsiniz? Buz gibi suyun içine atar, ateşi kısığa açarsınız. Hayvan ısındıkça rehavete düşer. Sonra da ısındığını anlayıncaya kadar ateşi yavaş yavaş açarak onu minik yeşil dötünü pişirirsiniz. Yalnız makarna gibi değildir, yani suyun içine tuz ekmeyin, çünkü sonra kurbağanın derisi pürüzleniyor, kızartırken görüntüsü hoş olmuyor.

Bir halk da enflasyona böyle alışır. Önce hedef %5’ken %7’yi kanıksamaya başlar, dötünü kaldırmaz. Sonra, %10 telaffüz edildiğinde “Dötümden aşşa Kasımpaşşşşşa” der. Bir sabah manşet 15% diye okuyunca, esneyip Dötbook’a yazar. “Dötüm Starbucks’da, biraz önce Ayla beni poke etti, bu akşam da ben onu poke edeceğim. Bakalım önce kim twitleyecek. Enflasyon %15 olmuş, dötümdeydi sanki”. Dötünde de değildir zaten, çünkü bu fakir dostu AKP tüm ücret ve maaşları geriye endekslemiştir. Yani, her sene toplu sözleşmede öngörülen zamla enflasyon arasındaki farkı da cebinize koyar. Bir süre sonra patron da alışır. O da kıymetli elemanını kaybetmemek içni maaşları enflasyona endeksler. Ardından, kiralar dolar ve Euro’ya döner.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir