Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, geliÅŸmekte olan ekonomilerin küresel ekonomi içerisindeki artan ağırlığına dikkati çekerek, gelecekte Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın başında bir Türk’ün olmasının ”kesinlikle mümkün” olduÄŸunu söyledi.
Raiser, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bölgesindeki etkin rolüne iÅŸaret ederek, ”Bölgede birçok ülke Türkiye’yi ilham kaynağı olarak görüyor. Bölge halkları Türkiye’de iÅŸleyen demokrasinin ve ekonominin olduÄŸunu görüyor. Geçen üç yıl içerisinde özellikle OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika’da Türkiye’nin nasıl bir ilham kaynağı olduÄŸunu gördük” dedi. Raiser, bölge ülkelerininTürkiye’den bazı dersler alabileceklerine inandığı tespitinde bulundu.
IMF ve Dünya Bankası’nın başında bir Türk’ü görmenin ”kesinlikle mümkün”olduÄŸunu dile getiren Raiser, sözlerine şöyle devam etti:
”Dünya deÄŸiÅŸiyor ve uluslararası kuruluÅŸlar da geliÅŸmekte olan ekonomilerin yükselen hedeflerine adapte olmalı. Tabii küresel rolün beraberinde getireceÄŸi küresel sorumlulukları da var. İnanıyorum ki; Türk toplumu uluslararası ekonomiye daha büyük katkıda bulunmaya hazır. Aslında biz ilk adımı geliÅŸmekte olan ekonomilerin oy hakkını yüzde 4’ten yüzde 7’ye yükselterek attık. Yine de ben gelecekte geliÅŸmekte ve geliÅŸmiÅŸ ülkeler gibi bir ayrıma gitmeden, ülkelerin uluslararası hedeflerimize olan katkısı ölçüsünde söz hakkı olması gerektiÄŸine inanıyorum.”
“TÃœRKÄ°YEÂ KRÄ°ZDEN AYRIÅžTI, YÄ°NE DE TETÄ°KTE OLMALI”
Uluslararası kredi kuruluÅŸlarından Standart & Poor’s’un Ä°spanya’nın kredi notunu düşürmesinin ardından Avrupa krizi ve olası Türkiye yansımaları ile ilgili olarak Raiser, ÅŸu tespitlerde bulundu:
”Hiç şüphe yok ki DoÄŸu Avrupa ve Orta Asya ve Türkiye’yi de içine alan bir bölge devam eden Avrupa’daki krizin yarattığı istikrarsızlık ve finansal sorunlardan etkilenecek. Türkiye şu ana kadar (krizden) iyi bir ÅŸekilde ayrışmayı baÅŸardı. Türkiye’de finansal mekanizmaların temeli saÄŸlam ve kamu borcu da iyi durumda. Dünyadaki deÄŸiÅŸimleri görüyorsunuz, bu zaman durumuna razı gelerek memnun olmak için uygun deÄŸil. Türkiye’de ekonomik politikaların uygulanmasında geliÅŸmelere karşı tetikte olmalı.”
Türkiye ekonomisinin baÅŸarılı performansına raÄŸmen bazı temel problemleri olduÄŸuna vurgulayan Raiser, ”Türkiye’nin mücadele etmesi gereken üç ana temel mesele var. Bunlardan ilki makroekonomik bileÅŸenlerin de bir sonucu olan cari açık problemi. Ä°kincisi ise eÄŸitim kalitesi ile ilgili. Dünyanın en iyi eÄŸitimini vermeden en büyük on ekonomisi içerisinde olmak mümkün deÄŸil. Burada sadece üniversitelerin eÄŸitim kalitesinden deÄŸil anaokulundan itibaren bütün eÄŸitim sisteminin kalitesinden bahsediyorum. Üçüncü ve bence en önemlisi kadınların ekonomide en az erkekler kadar aktif bir ÅŸekilde yer alarak ülke ekonomisine katkıda bulunması” deÄŸerlendirmesini yaptı.
4 4 4 eÄŸitim reformunu desteklediklerini belirten Raiser, ” Özellikle anaokulu eÄŸitimi konusunda Türk hükümet ile aynı fikirdeyiz ve eÄŸitim reformu konusunda gereken desteÄŸi vermeye hazırız. Bu düzenleme ile çocuklarını erken yaÅŸta anaokuluna gönderecek anneler daha kısa bir zaman içerisinde iÅŸlerine geri dönüp ekonomiye katkıda bulunabilir” dedi.
“TÃœRKÄ°YE’NÄ°N YENÄ° PAZARLARDA POTANSÄ°YELÄ° BÃœYÃœK”
Türkiye’nin krizle birlikte yeniden ÅŸekillenen ticaret haritasını önemsediÄŸini belirten Raiser, şöyle devam etti:
”Türkiye’nin ihracatı ciddi bir ÅŸekilde doÄŸuya, OrtadoÄŸu’ya ve Afrika’ya doÄŸru kayıyor. Türkiye’nin son on yılda elde ettiÄŸi ekonomik baÅŸarı Avrupa pazarı ile yaptığı ticaretin entegrasyonu ile ÅŸekillendi. Bu entegrasyon ile Türkiye’nin ihracatı zaman içerisinde daha sofistike bir boyut kazandı. Türkiye’nin bir yandan Avrupa pazarlarıyla olan ticari entegrasyonunu koruyarak, Asya ve OrtadoÄŸu ve Afrika pazarlarından büyük pay sahibi olma ÅŸansı çok yüksek. Türkiye’nin yeni pazarlarda potansiyeli büyük.”
Türkiye Merkez Bankası’nın bu yıl için yüzde 5,3-7,7 aralığında bir enflasyon olarak açıkladığı enflasyon hedefinin alt eÅŸiÄŸini ”iddialı” bulduÄŸunu söyleyen  Raiser, ”Yüzde 5 enflasyon hedefini iddialı buluyorum. Fakat Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmeyi amaçlıyor olmasını olumlu buluyoruz. Biz yıl sonunda Türkiye’nin enflasyonunun yüzde 7 olmasını bekliyoruz. Yükselen enerji fiyatları enflasyon beklentisinde etkili olacak. Türkiye’de ekonominin yavaÅŸlaması ile birlikte iç ve dış talepte bir daha dengeli bir hale geldiÄŸini göreceÄŸiz. Bütün bu geliÅŸmeler gayet olumlu. Fakat küresel ekonomi son derece belirsiz bir görünüme sahip, bu yüzden Türkiye’nin de ekonomik büyümesinde temkinli olması gerekli” deÄŸerlendirmesini yaptı.
“TÃœRKÄ°YE FONLARI 6.2 MÄ°LYAR DOLAR”
Dünya Bankası’nın Türkiye’deki projeler için ayırdığı fonlara da deÄŸinen Raiser, 2015 yılına kadar yaklaşık 4,5 milyar dolarlık bir bütçenin kararlaÅŸtırıldığını belirtti. Raiser, ”Buna Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) da 1,7 milyar dolarlık fonlarını eklediÄŸimizde yaklaşık 6,2 milyar dolarlık bir bütçe sadece Türkiye’ye ayrılacak. Bu yıl Türkiye için ayrılan meblaÄŸ yaklaşık 1,3 milyar dolar ve hemen her yıl ortalama 1,7 milyar dolarlık bir bütçe öngörüyoruz” dedi.
“TASARRUFLARIN ARTIRILMASI KRÄ°TÄ°K ÖNEMDE”
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Raiser, ”Türkiye’de yurt içi tasarrufların artırılması ekonomi için kritik derece de önem taşıyor”dedi. Hükümetin bu anlamda yaptığı düzenleme paketinin gayet olumlu olduÄŸunu, alınan önlemlerin yerinde bulduÄŸunu söyleyen Raiser, ”TeÅŸvik paketi ile hükümetin daha fazla yabancı yatırımı Türkiye çekme hedefinin de son derece olumlu bir adım olduÄŸunu düşünüyorum.”
Türkiye’de yıllık ortalama doÄŸrudan yabancı yatırımların gayri safi yurtiçi hasılanın sadece yüzde 2’sini oluÅŸturduÄŸunu belirten Raiser, son yıllarda 15-20 milyar dolar arasında seyreden doÄŸrudan yabancı yatırımın 12 yıl önce 1 milyar dolar seviyesinin altında olduÄŸuna dikkat çekti.
Raiser sözlerine şöyle devam etti:
”Fakat ÅŸunu da unutmamak gerekli; Türkiye’nin hali hazırda rekabet ettiÄŸi geliÅŸmekte olan ekonomilerin,  yabancı yatırımlarının gayri safi yurtiçi hasılalarına oranı yüzde 4-5 seviyelerinde seyrediyor. Türkiye’nin daha fazla yabancı yatırım çekmek konusunda ciddi bir potansiyeli olduÄŸunu düşünüyorum.”
Türkiye’nin Dünya Bankası’nın Ä°ÅŸ Yapma Endeksi’nde (Doing Business) 71. sırada yer aldığını hatırlatan Raiser, ”Türkiye’nin önce ilk 50 arasında girip, sonra ilk 30’a yerleÅŸmesi gerekir”dedi. Raiser, Avrupa’da krizden görece çok daha az etkilen güçlü Alman ve Kuzey Avrupa ülkelerinin hepsinin bu endekste ilk 20 içerisinde yer aldıklarını vurguladı.
“TÃœRKÄ°YE YUMUÅžAK Ä°NÄ°Åž YAPIYOR”
Raiser, bu yıl Türkiye’nin ekonomik büyümesinin yavaÅŸlayarak yılsonunda yüzde 3 olmasını beklediÄŸini belirterek, ”Daha sonrasında ekonominin toparlanarak 2013’te yüzde 4-5 oranlarında bir büyüme gerçekleÅŸtirmesini bekliyoruz. Türkiye, yumuÅŸak iniÅŸ yapıyor. Orta vadede ekonominin ortalama yıllık yüzde 5 oranında bir büyüme potansiyeline sahip olduÄŸunu düşünüyoruz” yorumunu yaptı.
AA