Dani Rodrik Yine Haklı Çıktı

Ulus devlet ya da milli karar alma süreci ile demokrasi ve küreselleşmenin aynı anda olabilmesi mümkün değil.

Dani Rodrik bir Türk iktisatçısıdır. Harvard Üniversitesi’nde Kennedy School of Government’ta profesördür. Birinci sınıf bir araştırmacıdır. Eskiden çokça sanayi politikaları üzerine yazardı. TEPAV’ın sanayi politikası üzerine çalışmalarının fikir babasıdır. Ayrıca uzunca bir süredir küreselleşme sürecinin dinamikleri üzerine de kafa yoruyor. Avrupa’nın bitmeyen iktisadi krizine baktıkça, Dani Rodrik’in yine haklı çıktığını düşünüyorum. Gelin bakın neden öyle düşünüyorum.
Rodrik’in temel siyasi üçlemesini hiç duydunuz mu? Önce oradan başlayayım. Bu düşünme çerçevesini geliştirmeye 2000’lerde başladı. Son kitabı “Küreselleşme Paradoksu” tam da bu imkânsız üçlemeyi ele alıyor. Buna göre, ulus devlet ya da milli karar alma süreci ile demokrasi ve küreselleşmenin aynı anda olabilmesi mümkün değil. Eğer “Biz kararlarımızı kendimiz vermek istiyoruz. Ekonomimizin yapısını düzenlemek ve halkımızın refahına ayrıca bakmak istiyoruz” diyecekseniz, ya demokrasiden veya küreselleşme sürecinin gerektirdiği serbestlikten vazgeçmeniz gerekiyor. Yok, eğer uluslararası iktisadi entegrasyon sizin için öncelikli bir meseleyse, olmazsa olmazınız küreselleşme ise ya demokrasinizden ya da ulus devletinizden, milli karar alma sürecinde feragat edeceksiniz. Olmadı önceliğiniz demokrasinizse, işte ondan vazgeçmeniz mümkün değilse, o vakit ya küreselleşmeden ya da ulus devletten vazgeçmeniz gerekiyor. İmkânsız üçleme önümüze böyle bir analiz çerçevesi sunuyor. Şimdilerde Avrupa krizine baktıkça, ben elimizde son derece operasyonel bir düşünme çerçevesi olduğunu düşünmeye başladım.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir