GeçtiÄŸimiz hafta içinde açıklanan veriler ve yaÅŸanan geliÅŸmeler, 2012 yılının ilk çeyrek döneminde ön plana çıkan fiyatlamanın gerçekçi olmadığına iÅŸaret ediyor. Sermaye, döviz ve emtia piyasalarındaki yatay dalgalanmanın kısa vadeden öteye etkili olamayabileceÄŸini dikkate almak gerekiyor. Bu çerçevede çeÅŸitli ülkelerdeki seçimlerin, parasal geniÅŸleme ve kemer sıkma önlemlerinin olası sonuçlarının çözüme katkı yapamayacağı görüşünün genel kabul görmeye baÅŸlaması etkili oluyor. ABD’den gelen son veriler endiÅŸe yaratırken, baÅŸkanlık seçimleri öncesindeki tuhaf sessizlik olumlu düşünmeyi zorlaÅŸtırıyor. Euro Bölgesi ise tüm çabalarına raÄŸmen sorunların ağırlaÅŸmasını engelleyemiyor; gerek üyelerin gerekse mali sektörün kredi notuna iliÅŸkin olumsuz beklentiler, siyasilerin sorunların kökenine inemeyen tepkiselliÄŸi güven bunalımının derinleÅŸmesini önleyemiyor. En büyük pazar durumundaki bu iki bölgeye iliÅŸkin olumsuz beklentiler doÄŸal olarak diÄŸer ekonomileri de etkiliyor. Sonuçta güven bunalımı ile birlikte belirsizlik ve kırılganlığın artışı önlenemiyor.
Bugüne kadar riskten kaçınma eÄŸilimi belirleyici olmaya baÅŸladığında parasal geniÅŸleme veya bu yönde beklentiler yaratma çabası ön plana çıktı. Söz konusu yaklaşımı desteklemek amacı ile kemer sıkma paketi gündeme geldi. Bugün baktığımızda ABD’nin kemer sıkma yönündeki sözleri yerine getirmek için hiç birÅŸey yapmadığını, Euro Bölgesi’nde ise seçmenlerin güçlü itirazı nedeniyle kafaların iyice karıştığını görüyoruz. Belli ki parasal geniÅŸleme ve kemer sıkma iliÅŸkisi riskten kaçınma eÄŸilimini durdurmak bilançoların daha da bozulmasını ve geliÅŸmelerin kontrolden çıkmasını önlemek üzere üretilmiÅŸ masallar imiÅŸ… Kemer sıkmanın yaÅŸanan durgunluÄŸu daha da derinleÅŸtirmesi ve daha fazla parasal geniÅŸlemeye sebep olarak enflasyon baskısını arttırması söz konusu imiÅŸ… Çok konuÅŸulmasına raÄŸmen hem kemer sıkma paketlerinin büyük ölçüde lafta kalması, parasal geniÅŸleme yönlü beklentilerin ise söylemden öteye gidememesi çok önemli bir kırılma döneminin bizi beklediÄŸini düşündürüyor. Piyasalardaki yatay eÄŸilim beklentisizlikten deÄŸil olumsuz olanların fiyatlanmamasından kaynaklanıyor ve böyle devam etmesi pek olası görünmüyor. Zira hem geniÅŸ kesimlerin hem de yatırımcıların mali sisteme ve siyasilere yönelik güvensizliÄŸi büyümeye devam ediyor.
Finansal sermayenin taraf olduÄŸu parasal geniÅŸleme ve kemer sıkma yönündeki yaklaşımların baÅŸarısızlığı, karşı oldukları milliyetçilik ve korumacılık gibi eÄŸilimlerin daha fazla taraftar bulmasına katkı yapıyor; Bugün Euro Bölgesi’ndeki siyasi istikrarsızlığın giderek büyümesinin sebeplerini ve olası sonuçlarını bu iliÅŸkiler zincirinde aramak gerekiyor. Büyüme yanlısı politikaları gündeme getirenler, belli ki bir uçtan diÄŸer uca geçiÅŸi yavaÅŸlatmak için bir ÅŸeyler yapmaya çalışıyor… Bu aÅŸamada sormak gerekiyor: KüreselleÅŸmeden korumacılığa doÄŸru bir kayma risk alma isteÄŸini, sermaye hareketlerini ve finansal piyasaları nasıl etkiler? Söz konusu eÄŸilimlerin geliÅŸmekte olan ekonomiler üzerindeki orta-uzun vadeli sonuçları ne olur?..
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.