Pazarlama, insan ihtiyaçlarını ürüne tercüme etme sanatıdır. İnsan ihtiyaçları denince, benim aklıma hemen Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” tasnifi gelir.
Maslow (Abraham H. Maslow 1908-1970, Amerikalı psikoloji profesörü) insan ihtiyaçlarını 5 kademede toplamıştır. Birinci kademede temel ihtiyaçlar vardır. Bunlar tahmin edeceğiniz gibi yaşamla ilgili fizyolojik olanlardır. Bundan sonra sırasıyla “güvenlik”, “sevgi, aidiyet ve sosyalleşme”, “itibar” ve “kendini ispatlama” gelir. Bunlara pazarlama dilinde kök (generic) ihtiyaçlar denir. Her kademedeki kök ihtiyaçtan, tatmin edilmesi gereken onlarca “türev” ihtiyaç çıkar. Pazarlamacılar, insanın kendi kendine tanımlayamadığı bu türev ihtiyaçları tanımlayıp, buna göre ürün tasarlarlar. Teknolojik keşif ve icatlardan yararlanarak yapılan ürün değişikliklerine “inovasyon” denir. İnovatif tasarımın, daha önce tam olarak tatmin edilmeyen bir ihtiyacı gidermesi esastır. Ürünlerde yapılan her değişiklik, inovasyon değildir.
FALCILIK VE KEHANET
Maslow’un ikinci kademeye yerleştirdiği “kendini güvende hissetme” ihtiyacının türevlerinden biri “geleceği öğrenme” arzusudur. İnsanlar, eğer istikbalde ne olabileceğini öğrenebilirlerse, başlarına gelebilecek tehlikeleri savuşturabilir veya fırsatları yakalayabilir. Dolayısıyla gelecek hakkında öngörüsü olanların söz ve yazıları her zaman müşteri bulur. Geleceği okuyanların en garipleri falcılardır. Bu sektörün en babaları ise iktisatçılar arasından çıkar. Tüketici, iktisatçıdan kâhinlik bekler. Söyle bakalım dolar yıl sonunda kaç olur sorusu sıkça talep edilen bir bilgi ürünüdür. Ancak İktisat, hüzünlü bir bilimdir. İktisatçının makbulü de endişeli gözlerle ufka bakandır. Bunlar arasında sivrilen kâhinlerin hepsi “kıyamet tellalı”dır. Her şey eskisinden iyi olacak, merak etmeyin diyen iktisatçıyı kimse ciddiye almaz.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.