Son yirmi yola baktığımızda özellikle 2001 kriz yılına kadar geçen yıllarda tasarruf sahipleri çok yüksek getirili bir dönemi yaşadılar. 2001-2007 yılları arasında bu getiri azalarak devam etti. Son dönemde ise hemen hemen tüm tasarruf araçlarının enflasyondan arındırılmış getirileri negatif sonuç verir hal aldı. Ne o yüksek getiri doğruydu, ne bugünkü getirisizlikdoğru…
Alaattin AktaÅŸ arkadaşımız tasarruf araçlarının getirilerini ele aldığı çalışmasında “Reel getiri adeta unutuldu, bunun etkisiyle de tasarruflar bir yıldır yerinde sayıyor” deÄŸerlendirmesini yapıyor.
Ayrıca, baÅŸlıca tasarruf araçlarının enflasyondan arındırılmış sonuçlarını ortaya koyarken, bunun sürece baÄŸlı olarak deÄŸerlendirmesinin doÄŸru olacağının altını çiziyor. ÖrneÄŸin altın dışında kalan mevduat faizi, Ä°MKB endeksi, Amerikan doları, Euro’nun mart ayında reel getiri saÄŸladıklarını altının ise yüzde 2.53’lük zarara sebep olduÄŸunu belirten tablosunu sunuyor. Üç aylık dönemde sadece Ä°MKB 100 endeksinin pozitif getiriye neden olurken diÄŸer tasarruf araçlarının zarar ettirdiÄŸini, altı aylık dönemde bütün tasarruf araçlarının zarara sebep olduÄŸunu, yıllık bazda ise enflasyondan arındırılmış ÅŸekilde Altın’ın yüzde 20.7 Amerikan dolarının yüzde 2.57 getiri saÄŸlarken, Mevduat faizinin yüzde 3.24, Ä°MKB 100 endeksinin yüzde 12.1 ve Euro’nun yüzde 3.28 zarara neden olduÄŸu hesabını bize sunuyor.
Türk insanının toplam tasarruflarının yaklaşık yüzde 71’i mevduatta, yüzde 16’sı devlet iç borçlanma senetlerinde, yüzde 15’i hisse senetlerinde olduÄŸu bilindiÄŸine göre, halkın tasarruflarından enflasyondan arındırılmış ÅŸekilde bir getiri elde etmesi mümkün olmamış gözüküyor.
Son 20 yıllın döneme baktığımızda 1990-2001 yılları arasında tasarruf sahipleri çok yüksek getiri elde ediyorlardı. O 11 yıllık dönemde bono faiz getirileri yıllık yüzde 100’leri aÅŸarken, repolarda yüzde 1500’lerin görüldüğü dönemler oldu. Tabii bu “Paradan para kazanan bir rantiye sınıfının” doÄŸmasına, insanların yatırımdan uzaklaÅŸmasına neden oldu. Ä°SO 500 içersindeki firmaların “faaliyet dışı gelirleri” toplam gelirleri içersinde yüzde 72’ler seviyesine kadar yükseldi. Bu istenmemesi gereken olumsuz bir tablonun doÄŸmasına neden oldu.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.