Dün birden bire 28 Şubat ile ilgili savcılık harekete geçti. Dönemin askerlerine gözaltılar yapıldı. Birden bire Türkiye’de gündem değişti. Herkes yatıp, kalkıp bunu konuşmaya başladı. Şimdi burada kritik birkaç nokta soru var.
Bunlardan birincisi neden şimdi? Yapılacağı iddia edilen bir darbeyi araştırdığını ve yargıladığını iddia edenler, yapılmışına neden göz yumdular. 12 Eylül bugüne kadar gündeme geldi mi? Referandumun üzerinden1,5 sene geçti. 28 Şubat en bariz ve bu iktidarın da varlığına ortam hazırlayan müdahalelerden biri değil mi?
O zaman niye yapılmışları varken, hayallerle uğraştılar? Bunun bir operasyon özelliği bir kenara, asıl neden şimdi bunlar gündeme geldi. Büyük ihtimalle ne Kenan Evren’e bir şey olacak, ne de Çevik Bir’e…
Mecliste araştırma komisyonu kuruyorlar; 27 Nisan e-bildirisini kapsam dışında bırakıyorlar. Ünlü Dolmabahçe görüşmelerinin bunda etkisi ne ola ki? Hepsi bir yana ‘mış gibi eylem’ yürüyor. Ama en önemlisi zamanlaması…
Burada iki faktör ön plana çıkıyor. Öncelikle medyanın göz altılarla birlikte tüm gündemi yıktığını ve buna odaklandığını hatırlatalım. Üstelik böyle bir operasyon için yandaş medyaya da ihtiyacınız yok. Dünyanın neresinde olursa olsun, yapılan bu hareket basının gündemini birden bire değiştirir.
Bu durumda bir adım geri çekilerek, göz altılardan hemen önce ne konuşulduğuna bakmak gerekiyor. Gündem Suriye’ydi. Türkiye’nin anlamsız şekilde taraf olduğu, sebebini açıklayamadığı halde ‘iç melese’ vurgusunda ısrar ettiği, dünyada harekâtı isteyenlerin bile seçim yılında geri adım attığı, ama mevcut iktidarın ısrarla direttiği bir konudan bahsediyoruz.
Rusya’da Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, Çin’de de Başbakan Erdoğan’ın nasihat alarak geldiği günlere şahit olduk. Kendi kamuoyunu bir müdahale konusunda ikna edemeyen ve hızla boşa düşen iktidarın tutumu, yavaş yavaş eleştirilmeye başlanmıştı. Elbette yandaş medya tarafından değil. Onlar coşku vermeye devam ediyorlardı.
Yüksek ihtimalle peşinde oldukları yaklaşık 100 milyar Dolarlık Suud parasından da ümitler kesilmeye başladı. Sonra birden bire köşeye sıkışan iktidarın imdadına 28 Şubat nedeniyle yapılan gözaltılar yetişti. Gündem değişti. Nefes almaya vakit buldular. Tıpkı 2007 senesinde ekonomik krizin türban ile örtülmesi gibi.
Bu herkesin gündemindeki meseleydi. Peki bir de önce Suriye ile sonra da 28 Şubat ile gölgelenen akçeli işi ne yapacağız? Farkında mısınız, tüm bu gürültü içinde 2B Yasası Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. Dün itibariyle de 4 maddesi kabul edildi. Aslında istenen de tam buydu.
Çünkü Anayasa Mahkemesi tarafından 5 kez iptal edilen yasa, gündeme sessiz sedasız girmeliydi. Herkes cambaza bakarken, iktidar Suriye konusunda nefes aldı, 2B’yi de yasalaştırmaya başladı. Farkında mısınız? Yüzde 5 için, yüzde 95 orman alanı talana açılıyor. Ve muhtemelen birileri buradan çok büyük kârlar bekliyor. Benden söylemesi…
Sn çetin bey.Elbette haklısınız aklınıza nefsi taraftan bakrsanız,durup dururken savcılık neden harekete geçti diyebilirsiniz.Hele Tayyip erdoğana karşı bir allerji de varsa bunu tetikliyecektir.Daha düne kadar subayı bırakın bir askerin düğmesine dahi dokunamazdınız,ta ki 15 madde değişene kadar.Siz o zaman Cumhur başkanı olsaydınız elbette iki büklüm olup emret komutanım la işe koyulurdunuz.Kimin haddine idi.Daha birde kalkıp hükümet sen bu 12 eylülü 28 şubatı ve muhtıraları nasıl yaparsınız diye hükümet olarak sorgulayacaktınız.Çetin Bey,Biz sivas olaylarını da maraş olaylarını da ve Muhsin yazıcıoğlundan uğur mumcuya kadar eşref Bitlis Paşadan Özala kadar hatta Atatürkü sirozdan öldü diye yutturanlara ve Atatürkün zehirlendiğini rahmetli babamdan öğrenmiştim de inanmamıştım.Evet gazeteciler şunu söyledi biz bu kadarını bilmiyorduk dediler.Ya siz neyi ne kadar biliyorsunuz bilemem.Olaylara nedense MHP de CHP de aynı pencereden bakmakta.Tayyip Erdoğanı elbette 28 şubatlar doğurdu.Bu bir tepki idi.Ak Parti oylarını hem sağ dediğimiz muhafazakar hem de sosyal demokratların oyunu alarak geldi.Severiz sevmeyiz ama bizdeki siyaset kadar berbat geri kalmışlık bir siyaset göremiyorum ancak geri kalmış ve bazı doğu blokunda olan ülkelerde görebiliriz.Seviye yok.Meclistekilerin hepsi kültürlü ama ne yazıkki gelecek nesillere örneklik yok.İlkokul sıralarımı gibi benim dediğim olacak yaparsın yapamazsın.Yazık ediyorlar.Kardeşlik ve vatadaşlık ruhuyla hareket edilmesi gerekirken maalesef,düşmanca davranışlar konuşma masasını işgal vs.Üniversiteye ve okullarımızda ki öğrencilere güzel örnek maalesef herşeyin farkındayız ve halk görüyor.eskisi gibi gözler kulaklar kapalı değil.Eskiden 1 kanal vardı yutturuyorlardı ama şimdi hangi kanalı izlersen izle.Sağlıcakla kalın.
KONTROLSÜZ GÜÇ GÜÇ DEĞİLDİR
Amerikanın fasoncusu, taşeron akp.
Çetin bey,
analiziniz mükemmel bence…Tebrikler….