Mart ayı sonuna ilişkin banka kredilerine baktığımızda, bu verilerden de ekonominin yumuşak iniş sürecinde bulunduğunu gözleyebiliyoruz.
Mart sonunda mevduat bankalarının 573.5 milyar TL’lik kredi tutarı yıllık bazda yüzde 26.9 oranında bir artışa iÅŸaret ediyor. Dolayısıyla geçen yılın ortalarında ortalama yüzde 45 artış gösteren banka kredilerinin aralık ayından sonra baÅŸladığı yumuÅŸak iniÅŸ sürecini devam ettirdiÄŸini anlıyoruz.
Aynı eÄŸilimi tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarında da görüyoruz. Geçen yılın temmuz ayında yıllık yüzde 38.6 oranında artış gösteren bireysel kredilerin mart ayı sonunda yükseliÅŸ hızı yüzde 22.9’a düşmüş.
2011 yılı sonunda toplam kredilerin yüzde 10.6’sını oluÅŸturan konut kredilerinde ise azalış oranı daha fazla. 2011 yılı ortalarında yıllık yüzde 35 civarında artan konut kredileri bu yılın baÅŸlarında önce yüzde 20’ye, mart ayı sonunda ise 17.4’e gerilemiÅŸ.
Tüm bu veriler açıkça ivme kaybeden kredilerin ekonomik aktiviteyi yavaşlatıcı işlev yaptığını gösteriyor. Bunun sonucunda da cari açıkta, sanayi üretiminde ve enflasyonda aşağı doğru eğilimlerin ortaya çıktığını veriler geldikçe gözlüyoruz.
Kanımca inişin artık sonuna geldik. Belirli bir süre sonra kredilerin artış hızının yavaş da olsa yükselmesini bekliyorum.
Dış konjonktür de buna olanak tanırsa ve özellikle ABD ve Avrupa Merkez Bankası’nın piyasalara verdiÄŸi likidite geliÅŸen ekonomilere yönlenmeye baÅŸlayınca bunun etkisini banka kredilerindeki artışta göreceÄŸimizi tahmin ediyorum.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.