Sebep Sonuç İlişkileri

Başta ekonomi konusu olmak üzere tüm sosyal bilimlerde geçerli olan bir durum var, koşulların değişmesi, benzer uygulamalardan alınan sonuçları da farklılaştırır. Bu gerçek ihmal edildiği sürece evdeki hesapların çarşıya uyması zaman içinde imkânsızlaşır. Bugün için küresel durgunluk ve yüksek düzeyli işsizlik, mali sektörün sorunlu olması sonuç niteliğindedir. Sebep ise rekabet koşullarının olumsuzlaşması ve gelir dağılımının bozulmasıdır; küreselleşme denilen kuralsızlık bu sorunların oluşması ve ağırlaşmasında belirleyici olmuştur. Bu aşamada sormak gerekiyor sebeplere dokunmadan sonuçların daha farklı olmasını beklemek mümkün müdür? Böylesi temel bir ilişkiyi görmezden gelen etkili ve yetkili kesimler profesyonel sayılabilir mi?..
Genel görünüm küresel koşulların olumsuzlaşmaya devam edeceğine ve istikrarsızlığın artacağına işaret ediyor. Küresel soruna küresel çözüm gerektiği itiraf edilse bile korumacılığa karşı olunduğu dile getiriliyor ve kimse küreselleşme denilen kuralsızlığa dokunmuyor. Durum böyle olunca rekabet koşulları ve gelir dağılımı bozuluyor, sorunlar ağırlaşıyor. Büyük çoğunluğun para ve maliye politikasına hassasiyeti azalıyor; sorunlu kredilerin hacmi arttıkça mali sektörün refleksleri de zayıflıyor. Talep daralıyor, işsizlik artıyor. Zor duruma düşen bankaların kurtarılması bu eğilimleri değiştirmiyor; tam aksine parasal genişleme ile yaratılan enflasyon baskısı gelir dağılımı ve rekabet koşullarını iyice olumsuzlaştırıyor. Bu kısırdöngü önde durğunluğu, devamında ise bunalımı küreselleştirecek gibi görünüyor.
Parasal genişleme ile varlık değerlerinin çöküşü geciktirilerek bilançoların yopranması ve talep daralmasının hızı düşürülebilir. Ancak işsizliğin artması v ebuna sebep olan koşulların ağırlaşması önlenemez. Küresel kriz sonrasında gelişmiş ekonomiler cephesinde uygulamaya giren yaklaşımlar akıntıya kürek çekmekten öteye gidemiyor. Yıpranmış ve fonksiyonelliğini kaybetmiş mevcut yapıyı suni teneffüsle yaşatmaya çalıştıkça belki durgunluk derinleşmiyor, fakat enflasyon baskısı artıyor, sorunları yaratan temel eğilimleri besleyerek güçlendiriyor. Orta vadede rekabet koşulları ve gelir dağılımının bozulmaya devam etmesi, toplam talep daralırken işsizlik oranının yeniden tırmanışa geçmesi, son üç yılda kurtarılandan çok daha fazla bankanın sorunlu hale gelmesi olasılıkları güçleniyor. Günü kurtarmaya çalışanlar ise büyüyen tehlikeyi görmüyor, görmek istemiyor.

Yazının devamını okumak için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir