Bazen insanlar yüzsüzlüğü ele alıp, şanslarını zorlarlar. Fıkrada olduğu gibi:
Genç çocuk son model Porsche’si ile yolda ilerlerken kırmızı ışıkta durur. Tam o sırada arkadan gelen bir kamyon büyük gürültü ile arabaya çarpar. İkisi de inerler ve bakarlar ki arabanın arkası haşat. Kamyonun şoförü gencin ayaklarına kapanır:
‘Ağabeycim sen beni affet. Ben 30 yıl çalışsam bunu ödeyemem’ der. Çocuk bakar ki adamın hakikaten hali vakti yoktur. Adamı affeder, arabasına binip, yola devam eder. İki, üç ışık sonra tekrar durur ve arkadan yine büyük bir gürültüyle arabasına çarparlar. Çocuk iner ve bir bakar ki yine aynı kamyon şoförü dışarı çıkmadan, sadece kafasını pencereden uzatır ve şöyle der: ‘Ağabey benim ben… Devam et.’
Türkiye’de milletvekilleri gündeme geldiğinde herkesin aklına gelen ilk cümle nedir? Dokunulmazlıklar kaldırılsın… Çünkü bu zırhın arkasına saklanarak, geçmiş dönemde haklarında açılmış davalardan çok sayıda kurtulan var. Vekillik sürecinde yaptıkları da bonus…
Bazıları genel kurul çalışmalarına katılmaz, komisyonlardan kaçar, sağlık raporu verip aynı saatlerde para karşılığı yorumculuk yapar. Millet söylenir, konu araştırılıp ‘gayet normal’ olduğu ifade edilir.
Milletin canı sıkılsa da ve söylenme düzeyi artsa da vekil durmaz. Kimisi hostes tokatlar, kimisi gittiği yerde ‘padişah’ muamelesi görmek ister. Kendisini karşılamayanlara bağırıp, çağırır. Polise tokat atar.
Biter mi? Bitmez… Gece yarısı operasyonlarıyla kendilerine kıyak emeklilikler çıkarırlar, emekli maaş zammı beklerken, ömür boyu kaymaklı emekli maaşlarının peşinden koşarlar. Yine tepkiler dinmez. Geri adım atar gibi yapıp, ilk fırsatta yine gerekeni yaparlar.
Meclis lokantasından üç kuruşa yemek yiyip, sonra da kameraların karşına geçerek ‘Bu millet niye geçinemiyor, anlayamıyorum’ gibisinden ipe sapa gelmez açıklamalar yaparlar. Herhangi bir konuda proje sorarsınız, ’Başbakan bizim adımıza hepsini düşünüyor’ gibisinden anlaşılmaz ifadeler kullanırlar.
Şimdi bazıları diyecek ki, meclisin kutsiyetine saygısızlık etmeyelim. Tamam, etmeyelim de siz de rahat durmuyorsunuz ki. Ayrıca o meclis sizin işyeriniz değil, milletin sizi vekil olarak gönderdiği kendisine ait bir çatı. Sabır gösterdikçe başımıza çıkıyorlar.
Son olarak İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in 5 Mart’ta Jandarma Genel Komutanlığı ve valiliklere bir genelge yolladığı ortaya çıktı. Genelgede milletvekillerine trafik cezası yazılmaması istendi.
Suç işlediği öne sürülen bir vekilin Meclis kararı olmadıkça tutuklanamayacağını, sorgulanamayacağını belirten bakanlık, tespit tutanaklarını ‘valiliklere yollayın’ mesajını verdi. Yani biz dokunulmazlık kalksın diye talepte bulunurken, onlar bunun ardına sığınıp, trafikteki cezalardan kurtulmanın peşine düştüler. Pes ki, ne pes…