“Yenilikçilikte lider ülkelerin ortak özellikleri, ÅŸirketlerin araÅŸtırma ve geliÅŸtirmeye ayırdıkları kaynaklar.”
Cumartesi günü sözü (genellikle kullanılan Türkçe karşılığıyla) ‘yenilikçilik’ten (inovasyon) açmış, Avrupa Birliği ülkeleri, aday ülkeler ve karşılaştırma yapmak amacıyla kullanılan birkaç ülke için düzenli olarak yayımlanan bir rapor ve raporun temelini oluşturan ‘yenilikçilik endeksi’nden söz etmiştim. Raporun ve raporda oluşturulan endeksin ilk dikkatimi çeken özelliği, üç ayrı boyutta yenilikçiliği incelemesi. Bu üç boyutta yer alan unsurlar, ileri düzeyde araştırma ve eğitimden yeni ürünlere doğru giden bir zincirin halkalarını oluşturuyorlar.
‘Olanak tanıyan’ ya da ‘kolaylaştıran’ adı verilen ilk boyutta eğitim ve araştırma faaliyetleri ile bu faaliyetlerin finansmanına ilişkin göstergeler yer alıyor. Elbette yüksek ve ileri düzeyde eğitim ile araştırma yaşamsal önemdeler ama yenilikçilik açısından tek başlarına yeterli değiller. Bir ülkedeki şirketlerin bunlardan ne kadar yararlandıkları da önemli.
Bu nedenle raporda yenilikçilik ‘şirket faaliyetleri’ ismi verilen ikinci bir boyutta da inceleniyor. Bu çerçevede, şirketlerin araştırma ve geliştirmeye ayırdıkları kaynaklar, yaratıcı alanlarda yaptıkları yatırımlar, yenilikçi diğer şirketlerle geliştirdikleri işbirlikleri ve patent başvuruları yer alıyor.
Araştırma ve geliştirmeye önemli kaynak ayırmak ve bu çabalar sonucunda ortaya çıkan yenilikleri patente döndürmek şüphesiz çok önemli bir aşama yenilikçilik açısından. Ama bu faaliyetlerin üretilen ürünlere de yansımaları gerekiyor. Rapor yenilikçiliği bir de bu boyuttan ele alıyor. Mesela, toplam ihracat içinde bilgi yoğun malların ağırlığına bakıyor. İstihdamın ne denli bilgi yoğun sektörlerde toplandığına dikkat ediyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.