Bugün tıp bayramı… Sağlık çalışanları mutluluk içerisinde mesleklerinin bu özel gününü kutlayacaklar. Bayram etkinlikleri çerçevesinde organizasyonlar düzenleyen iktidar, farklı açılımlar yapabilir.
Mesela tam gün uygulamasının, geleceğin doktorlarını yetiştirmesi önündeki engeller bir günlüğüne kaldırılabilir. Bu gün profesörler üniversitelerine dönerek bir günlük ders verme şeklinde bayrama katılabilirler.
Sağlık çalışanlarının özlük hakları ile ilgili bir güne mahsus olmak kaydıyla düzeltmeler yapılabilir. Örneğin Mesleki Yeterlik Kurumu Kanunu’nun 4. maddesinin ilgili fıkrası bir gün için dondurulup, ithal hemşire, doktor gibi eğilimlerden vazgeçildiği açıklanabilir. Ama unutmayın sadece bir gün…
Eczanelerin sorunları yine bugüne özel çözümlenip, kasiyer olma özelliğinin dışına çıkarılarak, kendilerinin de bir sağlık çalışanı olduğu hatırlanabilir. Onları hiç olmazsa bu bayram gününde ilaç firmaları ile devlet arasında tost olmaktan kurtarabiliriz.
Sağlık harcamalarımızda önleyici hekimliği Tıp Bayramı’na özel tekrar hayata geçirip, özel hastanecilik üzerinden bazılarının sosyal güvenlik sistemi soygununu önleyebiliriz. Aslında sağlık sistemini sadece tıp bayramlarında uygulanmak üzere, baştan sona düzeltebiliriz.
İşin ironik tarafı bir yana, sağlıkçıların bugün tıp bayramı kutlayacak hali var mı, ciddi anlamda tartışılır. O halde bayramı genele yayalım.
Çocukluğumuzdan hatırlayacaksınız, bir oyun vardı: Bir, iki, üç tıp… Tıp dendikten sonra artık kimse konuşmaz. İlk konuşan ise oyunda yanar. Şimdi ülkede yaşananları dikkate alırsak, tıp bayramını buna çevirelim. Ama bir farkla…
Bir, iki, üç tıp diye bağırınca medya, basın haline dönüşsün. Gerçekleri yazmaya ve konuşmaya başlasın.
Bir, iki, üç tıp diye bağırınca, TÜİK gerçek işsizlik rakamlarını açıklasın.
Bir, iki, üç tıp diye bağırınca, vatandaşından kamusuna borç batağına düşmüş bir ülke olduğumuz gerçeğiyle yüzleşelim.
Bir, iki, üç tıp diye bağırınca meclise sığınarak imtiyaz kazanan ve hukuktan kaçanların dokunulmazlıkları kaldırılsın.
Bir, iki, üç tıp diye bağırınca gerçek bir hukuk devleti gibi davranalım. Mesele ağır ceza varken, özel yetkili mahkemeler ne oluyor, insanlar neden hüküm giymeden ceza gibi içeride tutuklu bulunuyor, bunları konuşalım.
Bir, iki, üç tıp diye bağırınca çiftçisi, esnafı, öğrencisi kısacası tüm Türkiye konuşsun. Şimdi diyeceksiniz ki, bu oyun böyle değildi. Biliyorum da bütün sene susan bir ülkenin, bu özel günde de susmasının bir esprisi yok ki. O nedenle en iyisi konuşalım. Hadi, bir, iki, üç tıp!