Küresel düzeydeki gelişme ve eğilimler hem merkez bankaları ve finansal piyasaların hem de siyasi iradelerin hareket yeteneğini sınırlıyor. Durum böyle olunca sorunların ağırlaşması, belirsizlik ve kırılganlığın artması önlenemiyor. Geniş kesimleri eksik veya yanlış bilgilendirerek, beklentiler yolu ile yönlendirmek ihtiyacı karşılamıyor. Gerek büyüme eksikliğine, gerekse enflasyon baskısında artışa tahammülün olmayışı sıkıntı yaratıyor. Evdeki hesaplar çarşıya uymuyor. Etkili ve yetkili kesimler arasındaki örgütlenmiş sorumsuzluk nedeniyle geleceğe yönelik endişeler tırmanmaya devam ediyor. Finansal piyasalar görmezden gelmekte ısrarlı olmayı sürdürse de sistemik risk artıyor.
Uluslararası Türev Ãœrünler BirliÄŸi (ISDA) Yunan borç takasının gönüllü olmadığına hükmediyor. Avrupa Merkez Bankası BaÅŸkanı likidite konusunda gerekeni yaptıklarını ve topun siyasiler ve bankacılarda olduÄŸunu dile getiriyor; onlar ise bu söylemin ne anlama geldiÄŸini anlamamakta ısrar ediyor, sıkıştıklarında para otoriteleri tarafından destekleneceklerini veya kurtarılacaklarını ummaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası’nın üçüncü bir parasal geniÅŸleme üzerinde çalıştığı yönündeki haberler ile riskten kaçınma eÄŸiliminin geri dönmesi önlenmeye çalışılıyor. Bu süreçte tahvil piyasalarının kısmen rahatlaması baÅŸta petrol olmak üzere emtia fiyatlarını artırarak enflasyon baskısını yükseltiyor, hisse senedi piyasaları teklemeye baÅŸlıyor. Likidite arttıkça petrol fiyatı yükseliyor ve enflasyon baskısı artıyor, örgütlenmiÅŸ sorumsuzluÄŸun baÅŸ aktörleri olan merkez bankaları, finansal piyasalar ve siyasi iradeler paralize oluyor, yutkunup bir ÅŸeyler yapıyormuÅŸ gibi görünmeye çalışıyorÖ Durumun kötüye gittiÄŸi gerçeÄŸini gizlemek ve yatırımcıları sakinleÅŸtirmek için yeni masallar üretmeye, daha önce cüret edemedikleri yalanların altına imza atmaya yöneliyorlar. Sapla saman birbirine karışıyor, bu karmaÅŸa içinde neyin amaç, neyin ise araç olduÄŸunu algılamak zorlaşıyor, güven bunalımının derinleÅŸmesi tehlikesi büyüyor.
Avrupa Merkez Bankası BaÅŸkanı’na sormak gerekiyor. Siyasiler ve bankacılardan neleri yapmasını ve neleri yapmamasını bekliyor? Bunların uygulanabilirliÄŸi ve baÅŸarı ÅŸansı nedir? Mucize yaratmaları mümkün müdür? Muhtemelen siyasiler bankacıların kredi politikasını, bankacılar da kamunun bütçe ve borç durumunu göstererek hamleyi birbirlerinden bekleyecek; kazanılan zaman israf edilecek ve sorunlar ağırlaÅŸacak. Bankacılar kredi politikasını gevÅŸetse enflasyon baskısı hızla yükselecek, geri dönmeyen krediler artacak ve bugüne kadar çok daha sorunlu hale gelecekler. Siyasiler ise krediler geniÅŸlemez ise borç ve bütçe sorunlarının ağırlaÅŸmasını önleyemeyecek, istikrarsızlık artacak. BoÅŸa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor. Gerçekleri gizleyip geniÅŸ kesimleri uyutmak dışında uzlaÅŸabildikleri herhangi bir eylem veya söylem kaldı mı? Federal Reserve’nin üçüncü bir parasal geniÅŸleme konusunda çalıştığı yönündeki habere iliÅŸkin detaylar da kafa karıştırıyor, efendim devlet tahvili veya ipotek senedi alınacakmış, fakat verilen likidite sterilize edilecek ve bilançonun büyümesine izin verilmeyecekmiÅŸ. Bu aÅŸamada yine sormak gerekiyor, gerçek niyet nedir? Yüksek fiyattan ipotek senedi alıp bankaları rahatlatarak kredi geniÅŸlemesi mümkün kılmaya mı çalışacaklar? Yoksa günü kurtarmak adına riskten kaçınma eÄŸilimini geciktirerek sermaye piyasalarının gerilemesini mi engellemeye çalışıyorlar? Hangi amaç olur ise olsun bu yaklaşım petrol fiyatı yolu ile enflasyon baskısının daha tehlikeli hale gelmesine sebep olmaz mı? Bu sonuç likidite ve kredi geniÅŸlemesinin önündeki en ciddi engel deÄŸil mi?
GeliÅŸmiÅŸ ekonomiler açısından küresel koÅŸulların kırılganlığı artırdığını dikkate almak gerekiyor. Artık geliÅŸmekte olan ekonomilerden yeterli gelir transferi yaratmanın imkansızlığı ve varlık deÄŸerlerinde yaÅŸanacak ekstra balonlaÅŸmanın yan tesiri nedenleri ile hem büyümek, hem de fiyat istikrarını korumak tek kelime ile imkansızdır. KüreselleÅŸmenin nimetleri tükenmiÅŸ, yarattığı sorunların gelecek üzerindeki ipoteÄŸi taşınamaz boyutlara ulaÅŸmıştır. Ä°statistiklerle oynayarak büyümeyi olduÄŸundan yüksek, enflasyon ve iÅŸsizliÄŸi olduÄŸundan düşük göstererek sorunları ağırlaÅŸtırma pahasına günü kurtarmanın sonuna gelinmiÅŸtir. Tarihin kendini tekrarlayacağı, eskiye göre daha az kiÅŸi yerken daha çoÄŸunun bakacağı ve kıyametin kopacağı günler kapıyı çalmaya baÅŸlamıştır. Gerçeklerden uzaklaÅŸan örgütlenmiÅŸ sorumsuzluk bu büyük derdin ilacı deÄŸildirÖ Gerek mali sektörün, gerekse siyasilerin merkez bankaları üzerinde yoÄŸunlaÅŸan baskılarının doÄŸal sonucu enflasyondur, ekonomik daralmadır. Binilen dalın kesilmesi, Suriye’de veya Yunanistan’da yaÅŸanan ve yaÅŸanacak istikrarsızlığın küresel ölçeÄŸe taşınmasıdır. Gerek tüketici, gerekse üretici dengesi bozulur, gelirler azalır ve borçlar büyür iken piyasalarda oluÅŸturulan gerçek dışı görünüm insanlık tarihinin en büyük yalanıdır. Bu olumsuzluÄŸun zorunlu ortaklarının çözüm üretmesi olası deÄŸildir. Günü kurtarmak adına temsil ettiÄŸi kesimleri ava çağırıp aldatarak avlamak, çaresizlikten baÅŸka bir ÅŸey olamaz. Merkez bankalarının siyasiler ve bankacılardan beklediÄŸinin bu olması, daha zor koÅŸullara hazır olunmasını gerektiriyor.