Bir zamanlar tartışma olsa da tekstil-konfeksiyon hem istihdama hem de ihracata katkısı nedeniyle ülkemiz için önemini koruyor. Sektör temsilcileri bu açıdan yeni teÅŸvik dönemin de sektöre tanınacak imkanların önemli olacağını, eÄŸer doÄŸu ve güneydoÄŸu’ya yatırımı esas alacak uygulama isteniyorsa bunun için en az Mısır’ın yarattığı yatırım imkanının verilmesini ve Amerikan pazarına giriÅŸte üçüncü ülke durumunun getirdiÄŸi olumsuzluktan kurtulmak için bunun yanında siyasal giriÅŸimde bulunulmasını öneriyorlar.
Ä°THÄ°B BaÅŸkanı Ä°smail Gülle, bir süre önce Türkiye alımlarını azaltan uluslar arası hazır giyim devi H&M’in alımlarını yeniden eski seviyesine getirmek üzere harekete geçtiÄŸini, dev bir Fransız firmasının da milyar dolarlık alımlar için görüşmeler yaptığını olumlu bir geliÅŸme olarak açıklıyor. Bahar Havası yaratan bu duruma karşı Balkan ülkelerinde konfeksiyonun geliÅŸmesinin bizim için yeni rakipler yaratmakta olmasına da dikkat çekiyor. Gülle’ye göre Türkiye’den yıllık 300 milyon euroluk alım yapan H&M bunu 240 milyon eurolara geriletdikten sonra, ÅŸimdi yeniden eski seviyesine yükseltiyor.
Bu haber üzerine tekstil-konfeksiyon konusundaki geliÅŸmeleri sektörden bazı kiÅŸilerle konuÅŸtum. Hemen tümü yeni teÅŸvik sistemindeki yapının çok önemli olduÄŸu üzerinde durdular. Türkiye’nin Avrupa pazarındaki yerini koruduÄŸunu, Amerikan pazarındaki payının düştüğünü, yeni pazarlarda da önemini artırdığını belirttiler.
Ãœretim merkezinin bir bölümünü 5 yıl önce 5084 teÅŸvikli bölgeye taşıyan bir konfeksiyoncuya bu yatırımının sonuçlarının ne olduÄŸunu sordum. “KuruluÅŸ için bedava arsa alıp fabrikayı onun üzerine kurduk. Ãœretime geçiÅŸin ardından işçilikte prim avantajı elde ettik. Elektrikte de faturanın yarısını ödedik. Bu günlerde bu 5 yıllık süremiz sona eriyor. Avantajlarımız son bulacak. Bu 5 yılın ilk üç yılında TL deÄŸerli olduÄŸu için teÅŸvikten yeterince yararlanıp rekabetçi olamadık. Son iki yıl TL’nin deÄŸer kaybı nedeniyle daha iyi fiyat tutturduk. Tekstil-konfeksiyon yeni dönemde de ülkemizde istihdam ve ihracat yaratacağı için, yeni teÅŸvik sisteminde sürenin daha uzun olmasına fayda var. Kaliteli ve kısa temrinli üretim imkanı fiyat tutturabildikçe özellikle Avrupalılar için önemli tedarikçi olma özelliÄŸimiz sürecek. Åžu anda bizim firmamızda iki Avrupalı alıcı bir ay içinde teslim sipariÅŸ konuÅŸması yapıyorlar, ama fiyatta anlaÅŸabilmek ÅŸart” yanıtını aldım.
Ä°smail Gülle’nin Balkanlarda konfeksiyon geliÅŸmesi konusunu sorduÄŸumda aldığım yanıt “Türkiye’den Balkanlara gidenler geri döndü. Orada Ä°talyanlar üretim yaptırıyorlar. Bizden bir firma Moldavya’da, 4 firma Gürcistan’da çok sayıda firmada Mısır’da üretim tesisleri kurdular. Mısır’da üretim yapanlar Amerikan pazarı için yüzde 17-30 oranında gümrük vergi avantajı elde ediyorlar. Pazarda avantaj elde ediyorlar. Yurt dışında üretimde Pazar imkanı yanında mali avantajda söz konusu olabiliyor. Altyapı imkanları, düşük işçilik ücretleri, enerji fiyatlarının ucuzluÄŸu, vergi avantajları bunlar arasında yer alabiliyor” ÅŸeklinde oldu. Bir baÅŸka konfeksiyoncu, “Amerikan pazarına tekstil-konfeksiyon ihracatımız 2002 yılında toplam içinde yüzde 9 idi. 2011 yılında yüzde 3 seviyesine geriledi. Stratejik iÅŸbirliÄŸinden söz ederken, bu alandaki olumsuzluÄŸu gözden uzak tutmamalıyız. Ve mutlaka siyasal giriÅŸimlerde bulunmalıyız. Yeni teÅŸviÄŸi geliÅŸtirirken Amerikan pazarında da imkan yaratmalıyız” diye öneride bulundu.
Konuştuğum bir tekstilci, son dönemde kumaş ithalatıyla ilgili alınan kararların özellikle iç piyasada özellikle yünlü kumaş üreten firmaların tam kapasite çalışmaları sonucunu getirdiğini, hatta kapanma kararı alan bir fabrikanın tezgahlarında Güney Sanayi için fason üretime başladığını belirtti. Yeni tezgah alanların olabileceğini ama bir tezgahın 250 bin eroya mal olduğunu bu nedenle çok sayıda olabileceğini tahmin etmediğini belirtti.
Yeni teÅŸvik sisteminin ağırlıklı olarak tekstil-konfeksiyonda gerice yörelere yöneleceÄŸi beklentilerini sorduÄŸum bir konfeksiyoncu, “DoÄŸru olur. Bölgesel de-santralizasyon saÄŸlanır. Emek yoÄŸun olan sektörümüz DoÄŸu-GüneydoÄŸu’da yatırımlara yönelince, istihdam yaratılarak göç engellenir. Ä°nsani ve bölgesel kalkınma yaratılması, iÅŸ ve aÅŸa neden olacağı için terörle mücadelenin de panzehiri olur. O açıdan yeni teÅŸviÄŸin bu bölgelere yöneltici özellikler taşıması önemlidir. Ama bu teÅŸviklerin yarattığı imkan en az Mısır’da yaratılan kadar olmalıdır ki, Mısır’a gitmek yerine yatırımcı DoÄŸu-GüneydoÄŸu’yu seçsin ve o bölgelerdeki illerde tekstil-konfeksiyon kümelenmeleri ortaya çıkabilsin.