Satılık Darphaneler

Ülkede garip bir çelişki yaşanıyor. Kamudan özele para basan her kurum tek tek elden çıkarılıyor. Adeta darphane gibi çalışanların tamamı neden satılır? Bir tarafta sıcak paraya belinden bağlanan, öbür tarafta borç para peşinde koşup, borcun sürdürülebilirliği ilkesiyle ekonomi yöneten bir zihniyet, neden kendisine para kazandıran noktaları elden çıkarır?

Türk Telekom ile başlayıp, Tekel ile devam eden özelleştirme sürecinde geriye dönüp baktığımızda elimizde ne kaldı? Demir kumbaralara biriken milli tasarruflarla kurulan tesisler elden çıkarıldı ve çıkarılmaya da devam ediyor.

Fakat sonuçta hem elinizdekileri kaybediyorsunuz, hem de soyulmaya devam ediyorsunuz. Türk Telekom’un yıllarca bu ülkede ‘kamunun yüzde 51 payı azalırsa, piyasa rekabete açılır’ kanun maddesi göz ardı edilerek şehir içi görüşmelerde haksız kazanç temin etmesi sağlanmadı mı?

Tekel’de, özelleştirilmenin ardından fabrikaların sırayla kapatılıp, çalışanlar kapının önüne konulup, pazarın ithal ikamesi ile beslendiğine şahit olmadık mı? Türkiye’nin kendi içinde tartışmalı da olsa en kârlı sektörlerinden bankacılığa bakın. Bugün yerli banka hakimiyeti yüzde 50’nin çok altına gerilemiş durumda.

Perakende sektörüne baktığınızda en önemli zincirler tek tek devşirilmedi mi? Zincirler içinde en büyük olup, yerli olan bile yabancılara satılmadı mı? Şimdi kentsel dönüşümden bahsediliyor. Açıklamaya göre 100 milyar dolara mal olacak bu dönüşümde, insanları yerinden etmek artık tartışmasız bir sonuç olarak gözüküyor. Peki bu değerli araziler kime satılacak?

Bizim borç parayla yaptığımız binalarda bizlerin oturma ihtimali nedir? Yoksa yaratılan uydu kentlerde kendi paramızla başkalarına ev yapıp, borcunu, faizini ödeyip, birilerini ev sahibi mi yapacağız?

Yine ülkenin en önemli darphanesi olarak gözüken yollar ve köprüler. Buralardan nasıl soyulduğumuz herkesin malûmu… Yıllarca duble yol projeleriyle bir yapılan işe iki parası ödeyip, zaten hortumlandık.

Şimdi her şeye rağmen, maliyetini ödediğimiz bu yolları satmayı planlıyorlar. Ne güzel tezgâh değil mi? Biz yaptık, biz ödeyeceğiz, ama kullanmak için bir de üzerine para vereceğiz. Kime? Kamuya mı? Kamu ‘babalar gibi satacağını’ çoktan açıkladı.

Bunlar sağlıklı bir ekonominin göstergesi midir? Elbette değil. Son bomba girdilerinin tamamına yakını yurtiçinden olan, yani kendi içinde dış ticaret açığı vermeyen, bacasız sanayi olarak nitelendirilen ve cari açığın ilacı olarak görülen turizm…

Ciddi maliyetler altına girerek, son derece lüks tesisler yaptık. Şimdi bu tesisler arazileriyle birlikte satılığa çıkıyor. İşte ANKA kaynaklı veriler: “Güncel verilere göre, ‘sahibinden.com’da bin 416 turistik tesis yeni sahiplerini bekliyor. Otel sayısının 803 adet ile ilk sırada yer aldığı satılık listesinde ayrıca, 185 apart otel, 245 butik otel, 32 motel, 92 pansiyon, 31 kamp yeri ve 28 tatil köyü bulunuyor.

Satılığa çıkarılan otellerin lokasyonlarına bakıldığında ağırlığın Antalya’da olduğu görülüyor. 112’si beş yıldızlı olmak üzere 282 otelin satılık durumda olduğu Antalya’yı, 28’i beş yıldızlı toplam 185 otelle İstanbul izliyor.

En çok satılık otelin bulunduğu illerden bir diğeri ise Muğla. Ege’nin gözde tatil yöresi Muğla’da 6’sı beş yıldızlı, 134 otel ‘sahibinden.com’da satılığa çıkarılmış durumda. İzmir’deki satılık otel sayısı toplam 28 ve bu otellerden sadece biri beş yıldıza sahip. Türkiye genelinde satılığa çıkarılan otellerden 112’si ise özel belgeli kategorisinde yer alıyor.”

Sizce de bu işte bir gariplik yok mu? Nerede para kazanan bir nokta, nerede yaramıza derman olan bir alan, hepsi tek tek elden çıkarılıyor. Ve bunlar tek tek satılıp, darphanelerimiz devredilirken, biz yine borç peşinde koşuyoruz. Bu iktidarın her şeyi tartışılabilir. Fakat bir ifade kesinlikle doğru: Hayaldi, gerçek oldu… Çünkü yaşananlar, hayal bile edilemeyecek kadar inanılmaz.

[email protected]

“Satılık Darphaneler” ile ilgili 1 yorum

  1. kamu demek verimsizlik demek 1 kişinin yapacağı işi 10 kişinin yapması demek ATM memurları demek zarar demek özelleştirme idaresinin işlerini daha da hızlandırmalı.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir