Bu haftanın önemli olaylarından ilki Yunanistan’ın ‘takas’ sonuçları, diğeri de Çarşamba günü kamoyuna ilk kez tanıtılacak iPad 3 olsa gerek. Neden derseniz, Apple; neredeyse tek başına hem Nasdaq Borsası’nı hem de diğer ABD endekslerini sürükleyen en önemli hisse senedi konumunda.
Finansal piyasalardaki son heyecan geçtiğimiz hafta 29 Şubat’taki Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 3 yıllık fonlamna ihalesiydi. İlkinde 523 bankaya 498 milyar euro fonlama (likidite) sağlayan ECB, bu kez de 800 bankaya 529.5 milyar euroluk bir fonlama desteği verdi. (800 bankanın yarısı Alman bankası ama toplam tutardan aldıkları pay yüzde 10.) Hemen ardından da ECB’de tutulan banka mevduatları da 777 milyar euro ile tarih rekor kırdı. Kabul, yeni likiditenin “yerine ulaşması için” zamana ihtiyaç var. Hemen piyasalara girmesini beklemek belki hata olacak ama bu ihalenin geleceğini bilen bankalar neden eski aldıklarını bile kullanmadılar? Asıl sorun da bu değil mi zaten?
Hafta sonu Moody’s’in de Yunanistan’ın notunu “çöpe” indirdiği haberi geldi. Deniz bitti, aşağıda gidilecek yer bir tek “magma” kaldı! 8 Mart’ta sona ereceği açıklanmış olan Komşu’nun “gönüllü” takas işlemlerinde bir aksaklık beklenmiyor. Ola ki bir sorun çıkar, daha önceden katılacaklarını bildirmiş olanların bazıları “oyunbozanlık” edecek olursa, piyasaların bir anda “alev topuna” dönmesi işten bile değil. Şimdilik bu olasılık konuşulmuyor. Yine de Yunanistan meselesi, likiditesi artan (arzı artan) euronun geçtiğimiz hafta 1.3520’leri bile göremeden düşmesi geçtiğimiz haftanın dikkat çeken iki gelişmesinden birisiydi.
Diğeri de İran kaynaklı Suudi Arabistan’daki bir boru hattında patlama olduğu haberiyle 128.40 seviyelerine yülkselen Brent petrolüydü. Haber yalanlandı ancak petrol fiyatlarındaki yükselişin küçük bir kısmı geri verildi. Arz cephesindeki; özellikle de İran’ın “yedeği” konumundaki Suudi Arabistan’daki; olumsuz haberlere piyasanın ne denli ‘duyarlı’ olduğunu bir kez daha farketmek adına önemli bir gelişmeydi! Diğer yandan da yükseliş trendindeki petrol piyasasının katılımcılarının “trendi devam ettirebilmek” kullanabilecekleri iyi bir mazeret oldu “patlama(ma)” haberi…
İran demişken, seçimlerde Ahmedinejad’ın, Hamaney karşısında yenilgiye uğradığı ve Hamaney taraftarlarının daha yüksek oy ve parlamentoda da daha fazla sandalye alacakları haberleri geliyor. Bundan böyle Ahmedinejad için gücünü kaybetmiş ABD başkanları için söylenen “topal ördek-lame duck” durumu söz konusu olacaktır. Böylesi bir durumda petrol fiyatlarında kısa bir süre için de olsa gerilemesi söz konusu. Ancak İran’daki yeni yönetim tam olarak oturmadan, bu konuda net bir yorum yapmak için henüz daha erken.
Bu haftanın önemli olaylarından ilki yukarıda da belirttiğim üzere Yunanistan’ın “takas” sonuçları, diğer de Çarşamba günü kamoyuna ilk kez tanıtılacak iPad 3 olsa gerek. Neden derseniz, 19 Aralık’tan bu yana neredeyse kesintisiz yükselen ve o günden bu yana yüzde 19.1’lik artışla 3.000 puan seviyesine (“.com balonu” sırasında 17 Mart 2000’de 5.022 puanı görmüştü) yükselen Nasdaq’ın içindeki Apple’ın liderliği çok önemli. Geçtiğimiz hafta 548.21 dolar hisse senedi fiyatıyla rekor kıran ve 490 milyar dolar piyasa değerine ulaşan Apple; neredeyse tek başına hem Nasdaq Borsası’nı hem de diğer ABD endekslerini sürükleyen en önemli hisse senedi konumunda. Özellikle ABD’deki hisse senedi piyasaları 7 Mart’ta lansmanı yapılacak iPad 3’ün yaratacağı heyecanı izleyeceklerdir. Bu lansmana kadar piyasalardaki olumlu hava korunacağa benziyor.
Ancak piyasalar yorgun! Piyasa katılımcıları arasında “Piyasalar yukarı gidecek” diyen yatırımcıların oranı yüzde 88’e ulaşmış. Herkes “malda ise” kim yeni alım yapacak da piyasaları yükseltecek? Yükselişlerin (aslına bakarsanız düşüşlerin de) sınırlı olduğu piyasalarda bir kâr realizasyonu yaşanabilir. Özellikle de son 48 işgünü “sürekli” yukarı giden Nasdaq’da…
Ancak bu realizasyonun nereye kadar devam edebileceğini hesaplayabilmek için önce zirvenin görüldüğünden emin olmak gerek. Sonrasında bunun hesabı (teknik analiz açısından) yapılabilir. 3.000 puanın zirve olduğun kabul edecek olursak düzeltmenin; geride kalan bir kaç “boşluğu” da kapatacak şekilde 2.835-2.814 bandına kadar devam etme olasılığı hiç de az değil. Hele ki iPad 3 piyasalarda yeterince heyecan uyandırmazsa…
Haftanın göstergesi euro/dolar paritesi
Bu haftanın kısa vadeli endikatörlerinden biri de euro/dolar paritesi olacaktır. Komşu’da bir sorun çıkmasa da euronun bu haftanın başında 1.3340’lara kadar kısa bir yükseliş/düzeltme yaşaması ancak sonrasında yeniden 1.3070’lere yakınsaması söz konusu. Komşudaki olası bir sorunda ise eurodaki kan kaybını hızlandıracaktır.
Her halükarda euroda yeniden 1.2650 seviyelerinin test etmesi olasılığının arttığını belirtmekte fayda var.
Euro’daki değer kaybı dolar/TL kurlarını da etkileyecektir. Paritedeki hareket “yavaş” olur ise etki “sınırlı” olacaktır. Bu durumda 1.7430 seviyesinin altına inilmesi ihtimali azalacak, 1.77’lerin üzerine çıkılması olasılığı ise artacaktır. 1.7680 seviyesi 200 günlük HO olması hasebiyle önemli. Pariteye bağlı olarak dolar/TL kurları haftayı bu seviyenin üzerinde kapatacak olursa, önümüzdeki günlerde daha yüksek seviyeler test edilebilir!
TL’nin yeni simgesi pazardaydı
Mümkün oldukça Ferahevler’deki semt pazarından evin ihtiyaçlarını karşılamayı, böylelikle de pazarın havasını koklamayı tercih ediyorum. Geçtiğimiz Cumartesi de pazardaydım. Benim “ıspanak-ceviz” endeksim (enflasyon için öncü gösterge kabul ettiğim) yükseliyor. Her ikisi de 1’er liralık artışla; ıspanak 3 TL, ceviz (kabuklu) 15 TL’ye yükselmiş bu hafta.
Dikkatimi çeken ikinci nokta ise TL’nin yeni simgesini pazarcıların kullanmaya başladıklarıydı. Her ne kadar MB simgeyi rakamın önüne konulmasını söylese de pazarcılar fiyatın arkasında daha iyi ”duracağını” düşünmüşler. Turistlerin euronun simgesine benzettikleri yeni simgenin oturması biraz zaman alacak gibi. Klavyelere ve büyük marketlere girdikçe daha fazla alışacağız yeni simgeye…