İngiltere finansal isteminde önemli değişiklikler yapıyor. Mevcut finansal hizmetler otoritesini lav ediyor.
Sözümü yerine getiriyorum: Makro-sakıngan finansal politikaların nasıl bir yönetişim yapısı içinde uygulanmasının daha sağlıklı sonuç vereceğini incelemeye devam ediyorum. 16 Şubat’ta merkez bankalarının bankası konumundaki BIS’in önemli bir raporundaki dört seçeneği özetlemiştim. Bir: Makro-sakıngan politika farklı kuruluşların ortaklaşa sorumluluklarına verilebilir. İki alt seçeneği var: Makro-sakıngan politika konseyi (ya da finansal istikrar politikası konseyi) kurmak ya da makro-sakıngan kararların farklı kurumlarca alınacağı bir düzenlemeye gitmek. İki: Ayrı bir makro-sakıngan politika otoritesinin kurulması düşünülebilir. Üç: Makro-sakıngan politika merkez bankasının, mikro-sakıngan politika ise ayrı bir kurumun sorumluluğunda olabilir. Dört: Makro-sakıngan ve mikro-sakıngan politika yetkileri tümüyle merkez bankalarına geçebilir. Türkiye’deki mevcut yapı, birinci seçeneğin ilk alt seçeneğinde önerilen yapının çok zayıf bir biçimi. Zayıflığın nedenlerini daha önce tartıştım; tekrarlamıyorum. Bugün dördüncü seçenek yolunda ilerleyen İngiltere’deki yeni düzenlemeleri ele alacağım.
İngiltere finansal isteminde önemli değişiklikler yapıyor. Mevcut finansal hizmetler otoritesini lav ediyor. Yerine iki tane yeni otorite kuruyor: Mikro düzenlemelerden sorumlu ‘Sakıngan (İhtiyatlı) Düzenlemeler Otoritesi’ ile ‘Finansal Yönetim Otoritesi’. İlki sadece finansal şirketleri değil büyük ve dolayısıyla önemli finansal olmayan şirketleri de gözetecek. Bu otorite İngiltere Merkez Bankası’nın bir yan kuruluşu gibi çalışacak. Piyasanın düzenlenmesi ise ikinci otoritenin görevi olacak. İlginç nokta her iki yeni otoritenin de Para Politikası Kurulu’nun ikiz kardeşi olarak kurulan Finans Politikası Kurumu’ndan talimat alacak olması.
Finans Politikası Kurulu’nun başında İngiltere Merkez Bankası Başkanı var. On kişiden oluşuyor. Şu andaki iki başkan yardımcısı da Kurul’un üyesi. Biri parasal, diğeri de finansal istikrardan sorumlu. Bir başkan yardımcısı daha atanıyor ve Kurul’un üyesi yapılıyor. O da sakıngan düzenlemelerden sorumlu başkan yardımcısı olacak. Bunların dışında az önce sözünü ettiğim ve yeni kurulacak iki otoritenin başındakiler de Kurul’un üyesi oluyorlar. Kurul’da İngiltere Merkez Bankası dışından atanmış üyeler de olacak. Bir diğer ilginç nokta ise para politikası ile makro-sakıngan finansal politikalar arasında eşgüdümü sağlamak için, hem Para Politikası Kurulu’nun hem de yeni kurulan Finans Politikası Kurulu’nun bazı üyelerinin ortak olması (başkan ve başkan yardımcıları gibi).
Finans Politikası Kurulu Şubat 2011’de Geçiş Dönemi Finans Politikası Kurulu adı altında kuruldu. Bu Kurul’un ilk işi hangi makro-sakıngan politika araçlarına sahip olması gerektiği hakkında hükümete öneriler götürmek. Bu öneriler toplumda tartışıldıktan sonra yasalaşacak. Yasa, ayrıca, Kurul’un amaçlarını da netleştirecek. Geçiş Dönemi Kurulu aralık ayında bir rapor yayımladı. Rapor sözünü ettiğim makro-sakıngan politika araçlarının neleri kapsayabileceğini tartışıyor (İngiltere Merkez Bankası’nın web sayfasından ulaşabilirsiniz). Finans Politikası Kurulu’nun iki temel gücü olacak: Birincisi, Merkez Bankası şemsiyesi altında yeni kurulacak ama operasyonel açıdan bağımsız olacak yukarıda adlarını verdiğim iki yeni otoriteye ‘önerdiğim mikro-sakıngan politikaları uygula, uygulamazsan nedenlerini açıkla’ diyebilecek. İkincisi, ‘şu makro-sakıngan politika aracını (mesela kaldıraç oranını) şöyle değiştir’ talimatını verebilecek. Finans Politikası Kurulu tekil finansal şirketlerle uğraşmayacak, aksine sisteme bir bütün olarak bakacak. İngiliz deneyimini izlemekte yarar var.