Esneklik Kaybolduğunda Enflasyon Kaçınılmaz Olur

Paranın ucunu gösterdiÄŸinizde, piyasaları coÅŸturabilirsiniz. Geçen yıl sonuna doÄŸru Avrupa Merkez Bankası (ECB) yüzde 1 faizle piyasalara 500 milyar dolara yakın üç yıl vadeli para verdi. 2007 yılı sonunda 1.5 milyar Euro olan ECB bilançosu 2.5 milyar Euro’ya geldi. Ä°talya ve Ä°spanya bonolarının faizleri düştü (fiyatları arttı). Borsalar havalandı.
Bu hafta içinde ECB aynı şartlarda yine para verecek. Beklenti, en az geçen seferki kadar paranın piyasalara pompalanması. Bu beklentiyle emtia fiyatları artmaya başladı. Altın fiyatı yeniden hareketlendi. Gümüş, platin ve paladyum gibi metallerin fiyatları da tırmanışta. Çok yakında tarım maddelerinin fiyatlarının da artmaya başlaması şaşırtıcı olmayacak.
Bu haftaki para operasyonuyla birlikte ECB’nin bilançosu 3 milyar Euro’ya yaklaÅŸacak. Bunun üçte biri bankalara verilen üç yıl vadeli borçlardan, diÄŸer üçte biri de piyasası koruyan ülke bonolarından oluÅŸuyor.

BİLANÇOLAR KATILAŞTI
Finans piyasalarında çok tekrarlanan bir söz vardır: “Birine gücünüzden fazla borç verirseniz, borçlu sizi idare etmeye baÅŸlar.” Aynı ÅŸekilde, “Birinden ödeyebileceÄŸinizin üzerinde borç alırsanız, alacaklı sizi idare etmeye baÅŸlar”. Birinci söz, ECB için geçerli olmaya baÅŸladı. Ä°kinci söz ÅŸimdi Yunanistan için geçerli.
ECB bilançosunda önümüzdeki yıllara yönelik olarak fazla bir esneklik kalmadı. Düşünün: bundan üç yıl sonra Avrupa’da enflasyon yüksek ve yükseliyor. ECB’nin sıkı para politikası uygulaması lazım. Bilançosunu küçültmesi gerekiyor. Vadesi gelen 1 trilyon Euro civarındaki bankalardan olan alacaklarını yenilemiyor. Sıkı para politikası adına Avrupa’da bankaların batması söz konusu olabilir. Dolayısıyla, üç yıl sonra da ECB’nin alacaklarının tümünü tahsil etmesi söz konusu olamayabilir.
ECB elindeki devlet bonolarını satmaya kalksa, bono faizleri fırlayacak. Zaten zor ayakta duran ülkeler, yükselen faizlerle bir kez daha borç sarmalı içine girebilecek. Kısacası, ECB’nin bilançosu üzerinde kısa dönemde artık tam kontrolü olduÄŸundan söz edemeyiz. Bir anlamda, bu durum, Avrupa’nın yüksek enflasyonu bugünden kabullenmesi anlamına gelir.
Amerkan Merkez Bankası’nın (FED) durumu ECB’den biraz daha iyi, çok daha iyi deÄŸil. FED’in bilançosu krizden bu yana üç kattan fazla arttı. Kalitesi düşük farklı sermaye piyasası araçları karşılığında bankalara borç verdi. Likiditesi göreli olarak daha az olan devlet tahvillerinin portföyündeki ağırlığını artırdı.ECB’den önemli farkı bankalara verdiÄŸi borçların vadesinin ECB’ninki kadar uzun olmaması.
Amerika’da hâlâ yeni bir parasal geniÅŸlemenin gereÄŸinden konuÅŸuluyor. Piyasalar daha fazla para istiyorlar. Para aldıkça coÅŸacaklar. Åžimdiye kadarki gözlem, piyasaların para buldukça coÅŸtuÄŸu, ama bunun makro ekonomik dengelere olumlu katkısının çok sınırlı kaldığı yönünde. Dolayısıyla, para otoriteleri sınırlı bir etki yapma adına esnekliÄŸini azalttıkları bilançolarla enflasyonun tohumlarını atıyorlar.

ENFLASYON RÄ°SKÄ°
Emtia fiyatlarının yükselmesi mutlaka tüm dünyaya enflasyon olarak dönecektir. Bir kısmı jeopolitik risklerden kaynaklansa da, petrol fiyatlarındaki artışlar küresel düzeyde enflasyona olumsuz katkı yaparken, arz yönlü bir şok yaratarak ekonomik büyüme performansını da olumsuz etkileyecektir.
“ECB ve FED iyi mi yapıyor, kötü mü yapıyor” tartışması ancak bundan birkaç yıl sonra daha ayrıntılı tartışılabilecek. Ama, risk çok büyük.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir