Hatırlarsanız, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, hafta içinde, borçlanma faiz oranını yüzde 5’te sabit tutmuÅŸ, borç verme faiz oranını ise, yüzde 12,5’ten yüzde 11,5’e indirmiÅŸti. Bu durumda beklenti ise, küresel piyasada dolaÅŸan sıcak paranın, Ä°MKB’ye ve piyasalara gelmesi olarak geçen yazımda belirtmiÅŸtim. Peki bu senaryo, gerçekleÅŸebilecek mi ? Kısa vadede bu pek mümkün görünmüyor. Nedeni ise, Yunanistan belirsizliÄŸinin hala ortadan kalkmamış olması. DiÄŸer yandan, Türkiye’nin 2012 yılı büyüme tahminlerini incelersek, % 4’lük hedef, Merkez Bankasının faiz koridorunu düşürmeye devam etmesi durumda gerçekleÅŸebilecek, hatta aşılabilecek bir hedef oluyor. Ancak, her yazımda belirttiÄŸim, bir hususu siz deÄŸerli okuyucularım ile tekrar paylaÅŸmak istiyorum. Türkiye Ekonomisi, Küresel Ekonominin, en hızlı ve en dinamik büyüyen ekonomilerinin başında geliyor. Bunun en önemli nedeni ise, ithalata dayalı büyüme. Yani, döviz kurlarında ki düşüş ve TL’nin aşırı deÄŸerlenmesi, ithalatı arttırıyor ve tüketimi zıplatıyor. 2011 yılı rakamlarına göre, 77 milyar Dolara ulaÅŸan bir cari açık rakamımız hala en büyük risk olarak gözümüze çarpıyor ve ABD’den sonra ki en cari açık olarak piyasalar tarafından dile getiriliyor. TCMB’nin, yıl boyunca faiz koridorunu düşürmeye devam etmesi durumunda, umarım paranın yönü, Ä°MKB’ye gider. Ancak, son birkaç gün ki izlenimlerim, iç piyasada Dolar / TL kurunun yükselmeye baÅŸlamış olması ve destek noktası olarak 1,80, direnç noktası olarak 1,85’e doÄŸru gidebileceÄŸidir. Muhtemelen , gelecek haftadan itibaren tüm bankaların, kredi faizlerinde indirim furyası baÅŸlayacak, bu durumda, tüketim çılgınlığı, tekrar baÅŸlayacak. Ä°hracatçımız ise, Avrupa’daki krizin daha da derinleÅŸmesi nedeni ile, yeni pazar arayışlarını sürdürmeye devam ederek, cari açığın finansmanında büyük rol oynamaya çalışacak. Görünen o ki, Türkiye Ekonomisi, 2012 yılında yüksek büyüme, yüksek cari açık görüntüsünü sürdürmeye devam edecek.
Hepinizin, sağlıklı, mutlu, huzur dolu bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum.
http://bigyatirim.blogspot.com/
 Dr. İsmet DEMİRKOL