DHL yöneticisi Michel Akavi, gönderiler, gezdiÄŸi fuar izlenimleri ve pazardaki geliÅŸmelere dayalı olarak “Sahadaki adamın” izlenimlerini ortaya koymuÅŸ. Krizin yarattığı avantajları dile getirip, bu yılın ilk çeyreÄŸinde ihracat artışının yüzde 12 olacağını, yılsonu beklentisinin de 150 milyar dolar olduÄŸunu açıklamış. Bu olumlu sonucun kaynaklarının neler olduÄŸunu ortaya koyarken, bir yandan da yapılması gerekenlerden ve olumsuzluklardan sözetmiÅŸ.
DHLTürkiye yöneticisi Michel Akavi, ülkemizde ve yurt dışında ve Uzak DoÄŸu’da uzun süreler görev yapmış tecrübeli bir yönetici olarak, gönderilere, fuarlardan elde ettiÄŸi izlenimlere göre 2012 yılının ilk çeyreÄŸinde ihracatın yüzde 12 artış gösterdiÄŸini, Avrupa’?aki krizin tekstil konfeksiyon gibi alanlarda bize fırsatlar yarattığını, bu trendin Türkiye için kalıcı olabileceÄŸini, bu yıl ihracatının Afrika gibi geliÅŸen pazarlara açılmalarında etkisiyle 150 milyar dolarlara ulaÅŸabileceÄŸini söylüyor.
Gazetemiz Genel Yönetmeni Hakan GüldaÄŸ ile yurt haberleri ÅŸefimiz Handan Sema Ceylan’ın sorularına verdiÄŸi yanıtlarda, “Sahadaki adamın” saptamalarını ortaya koyuyor. Krizin yarattığı imkanla ilgili bilgi verirken, bazı atılması gereken adımları da belirtiyor:
-Krizle birlikte yaÅŸanan deÄŸiÅŸim, Avrupa’da yüksek stoklu alımların yerini, küçük parçalı daha sık alımlara bıraktı. Sık deÄŸiÅŸen moda renkler ve buna baÄŸlı deÄŸiÅŸen renk ve ürün farklı sipariÅŸ yapısını doÄŸurdu.
-Çin küçük ölçekli üretime ve hıza ayak uyduramıyor, Ä°talya ve Ä°spanya ise fiyatlarıyla pahalı kalıyor. Bu yapı Türkiye’li üreticilere imkan yaratıyor. Bizim üreticilerin hız, esneklik ve küçük parça sipariÅŸlere cevap verebilme yeteneÄŸi Avrupa’nın daralan piyasasında pay artırmalarına yol açıyor.
-Buna yeni fiyat tespitinde esnek davranışlar ve akreditif açmaya zorlama yerine, “Tamam abi malı gönderirim 30 gün içinde ödemeyi yaparsın” gibi söze dayalı uygulamalarda eklenince iÅŸ daha da kolaylaşıyor.
-Lojistik firmalarımız ve imkanlarımız çok geliÅŸmiÅŸ durumda. Hem numuneler çok hızlı sürede gidip geliyor. Hem de Gaziantep’te saat 5’te teslim alınan bitmiÅŸ ürünler, erkesi sabah 9-10’da Hollanda’nın bir kasabasındaki maÄŸazaya dağıtılmış oluyor.
-Çin 5 satıp bir alırken, biz genç nüfusumuzun tüketim alışkanlıkları nedeniyle bir satıp bir alıyoruz. Sattığımız gibi almayı da biliyoruz.
Peki, bu olumlu tablo dışında dikkat edilecek hususlar, olumsuzluk yok mu?
-Tehlike kurların yanlış yere gitmesinde. Burada da önemli olan dolar kurundan çok euronun seviyesi.
-Tekstil konfeksiyonun yanında mobilya ve inÅŸaat malzemesinde UzakdoÄŸu’ya karşı avantajlı olduÄŸumuzu unutmadan sektör çeÅŸitlendirmesine gitmeliyiz.
-Aynı ÅŸekilde yeni pazarları da düşünmeliyiz. Geçen yıl en hızlı büyüyen on dünya ülkesinden 7’si Afrika’daydı. Afrika, Avrupa’nın eksiÄŸini kapamasa da katkı saÄŸlayıcı bir coÄŸrafya. Bizim firma olarak Afrika gönderilerimiz geçen yıl yüzde 500 artı.
-Avusturya’dan TIR’larımız geçerken çevreyi kirletiyorsunuz uyarısı ile karşılaşıyoruz. Gaziantep’te trene yüklediÄŸimiz ürünleri, Hollanda’ya götürebilmeliyiz. Taşımada raylı sistemde eksiÄŸiz.
-Atatürk Hava limanı yükünü almış durumda Sabiha Gökçen de hızla doluyor. En kısa zamanda Ä°stanbul’da üçüncü hava limanın yerinin saptanıp harekete geçilmesi gerekir.
-Bizim ülkemizdeki üretici ve ihracatçılar Türklerle sınırlı kalmamalı. Yabancı üretici ve ihracatçılarımızın sayısını hızla artırmalıyız. Türkiye’de müşterilerimizin yüzde 95’i Türk, bu gurur verici bir durum. Ama bir baÅŸka yönden de eksiklik. ÖrneÄŸin Malezya’da müşterilerimizin yüzde 80’i o ülkede iÅŸ yapan yabancılar. Yabancıların ülkemizde üretim ve ihracat yapmalarının fırsatını artırmalıyız.
Evet, “Sahadaki adam” olarak nitelediÄŸim DHL yöneticisi Akavi’nin söyleÅŸisinden benim saptadığı noktalar bunlar…