Merkez Bankası Para Politikası Kurulu salı günü yaptığı toplantıda politika faiz oranını % 5.75 seviyesinde tutarken, faiz koridorunun üstü olan gecelik borç verme faiz oranını sürpriz bir ÅŸekilde % 12.5’ten % 11.5’e düşürdü.
Kanımca Merkez Bankası bu kararıyla piyasaya iki mesaj yolladı.
Birincisi, hükümetin isteği doğrultusunda faizleri her fırsat bulduğunda aşağı çekeceği sinyalini verdi.
İkincisi, bundan böyle enflasyon hedeflemesine dayalı para politikası uygulamasını, hedeflediği faiz oranı çerçevesinde yürüteceğinin altını çizdi.
Özellikle ikinci mesajın dünyada yeni başlayan ve bu çizgilere dayalı para politikası uygulamalarının bir yansıması olduğunu sanıyorum.
Hatırlarsınız; ABD Merkez Bankası geçenlerde kısa vadeli faiz oranlarının 2015 yılına kadar değişmeyeceğini kamuoyuna duyurdu. Enflasyonist bekleyişleri istikrara kavuşturmak amacına yönelik olarak, fiyat artış oranları ile faizler arasında bir yol haritası niteliğinde olan bu açıklama, gerçekte faizin hedeflenerek çekirdek enflasyonu bu çizgiye çekmek için atılan adımdan başka bir şey değildi.
ABD Merkez Bankası bu sözünün arkasında durmak ve kredibilitesini kaybetmemek için şimdi bir adım daha atmaya çalışıyor. O da, faizin ileride artması gerektiğine inanan FOMC kurulunun dört üyesinden de aynı sözü almak.
Bu dört üye 2016 yılına kadar kısa vadeli faiz oranlarının hangi düzeyde olduğunu yazılı olarak tahmin edip kamuoyuna açıklayacaklar.
ABD Merkez Bankası, sıfır düzeyine inmiş faizi daha fazla düşürememenin sıkıntısını ve dolayısıyla da ekonominin canlanmasını para basarak aşmak yerine, bekleyişleri faiz oranını hedefleyerek çözmeye çalışıyor.
Bu çerçevede, amaçları farklı olsa bile bizim Merkez Bankası da faizi hedefleyerek bekleyiÅŸleri bu yola sokmak istiyor. Aynı zamanda hükümetin isteklerini yerine getirmenin bir yolunun da bu olduÄŸunu düşünüyor. Orta dönemli enflasyon hedefi yüzde 5 olunca Merkez Bankası’nın bu hedefe doÄŸru yönelmesini tabii karşılamak gerekiyor. Enflasyonda, büyümede ve dış dünyada oluÅŸan geliÅŸmeleri izleyip, olumlu sinyaller görünce faizi aÅŸağıya doÄŸru yönlendirmeye çalışıyor.
Bu yaklaşımın BaÅŸbakan’ın “Enflasyonun nedeni faizdir” düşüncesine de uygun olduÄŸu kesin.
Çin ile swap anlaşması
TCMB ve Çin Merkez Bankası arasında, yerel para birimleri üzerinden yapılan ticaretin artırılması için imzalanan ikili Para Takas (Swap) Anlaşmasını önemli bir gelişme olarak nitelemek gerekiyor.
Limiti 3 milyar TL (10 milyar Çin Yuanı ya da 1.6 milyar dolar) düzeyinde olan ve 3 yıl için yapılan bu düzenlemeye göre, iki ülke firmalarının bu limite kadar yapacakları ihracat ve ithalat işlemlerinin bedelleri dolar, Euro ya da diğer konvertibl dövizlerle değil TL ve yuan ile gerçekleştirilecek.
Çinli yetkililer bu tür anlaÅŸmalara son yıllarda büyük önem veriyorlar. Yuan’ı uluslararası bir para birimi durumuna getirmek için dış ticaret iÅŸlemleri içindeki ağırlığını artırmaya çalışıyorlar. Yuan ödemeli tahvil ihraç ediyorlar.
Bizim açımızdan ise gerek işlem limitinin azlığı, gerekse ithalat maliyetini düşürme etkisinin sınırlılığı nedenleriyle getirisinin marjinal olacağını düşünüyorum. Üç yıl sonra durumu değerlendirmenin daha gerçekçi olacağını sanıyorum.