Genel seçimlere günler kala seçim sonuçlarına ilişkin,birçok senaryonun havalarda uçtuğu ve her yatırımcının bu senaryolara ilişkin pozisyon aldığı ,beklentilere dair haberlerin volatiliteyi arttırdığı dönemdeyiz. Bu senaryoların piyasayı nasıl şekillendireceğine dair tahminlerde su yüzüne çıktı bile. Türkiye’nin ekonomik gündemi ,siyasi gündemi ile paralel gitse de seçim sonrası Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir ülkeler” kategorisine alması beklenen Moody’den gelen ‘’cari açık’’ bahanesi ile kredi notunu değiştirmeyeceğine dair beklentiler de spekülasyonlara neden oluyor. Yurt içinde siyaset ağırlıklı trend ile diğer ülkelerden ayrışan IMKB’de 592 milyar dolarlık yabancı satışı seçim sonrası siyasi-ekonomik belirsizliğin bir göstergesi aslında. Seçim sonrası ilk pazartesi sabahı oy oranlarında normal şartlarda, çok büyük bir sürpriz olmadığı taktirde çok sert bir satışla başlama ihtimali düşük. Seçim sonrası 4 senaryo’ya göre piyasa fiyatlanabilir.
1.Senaryo;AK Partinin 367 ve üzeri Milletvekilini Meclise taşıması üzerine kurulu.Tabi bu durumda Anayasa değişikliği ve Başkanlık Sistemi gibi birçok alanda yapılacak reformlar için gerekli sayısal üstünlük elde edecektir. Yurtdışında da şartların aynı kalması durumunda faizlerin %8’ler seviyesine inmesi IMKB’nin ise 73.000 seviyelerini zorlaması ve doların 1.40’lar seviyesine beklenir.
2.Senaryo;Seçim sonrası AK Partinin 330 civarı Milletvekili ile mecliste yer almasıda siyasi istikrar çerçeverinde değerlendirilip borsayı 68.000 seviyelerine taşıyacak ,faizlerin şuan ki seviyelerini koruyacaktır.
3.Senaryo;Süpriz sayılabilecek bir gelişme ,Anayasa değişikliği için uzlaşma teorisini güçlendiren bir Meclis görüntüsü şeklinde olur .AKP-CHP,AKP-MHP,AKP-BDP ittifakı ile piyasaların beklediği ekonomik reformların gecikmesi endişeleri IMKB’nin yurtdışından pozitif ayrışmasının önüne geçecek ve borsaya satış getirecektir. USD/TRY paritesinin hızlıca 1.65 seviyesini görmesi olasılığı olur.
4.Senaryo;Koalisyon hükümeti,hiçbir ankette görülmeyen ve sonu düşünülmeyen bir sonuç olur. Koalisyon hükümeti yatırımcıya 90’lı yılları hatırlatacak ve bu senaryodaki AKP-CHP koalisyonunun ekonomik istikrarı bozacağı ihtimali ile borsayı 2.5 cente indirmeye yetebilecektir bu beklenilmeyen senaryoda dolar kuru 1.80 ve faizler en az %12 civarı.
ABD cephesinde ise geçen hafta açıklanan tarımdışı istihdam verilerinin beklentilerin oldukça altında kalması sebebiyle 5. haftayı da düşüşle kapatan ABD piyasalarından IMKB ayrışmış durumda. FED’in bundan sonraki dönemde nasıl bir politika izleyeceğine yönelik açıklamalar, yurtdışı piyasaların ana gündem maddesini oluşturacak. 3. Niceliksel gevşeme gelip gelmeyeceğine dair açıklamalar ile QE3 gelmemesi halinde piyasaların tepkisinin ne olacağına dair beklentiler ve yatırımcıların bu beklentilere göre aldığı pozisyonlar volatiliteyi arttıran bir etken. Genel görüş QE3´ün kısa vade için piyasayı daha yükseğe götüreceğini ama QE3´ün uygulamaya konması halinde ayı piyasasının başlangıcı olacağına dair fikir ağırlıkta. Pimco CEO´su Muhammed El-Erian’ın ABD verilerinin ardından ekonominin çıkmaza girdiğini teyit ettiğini ,diğer ülke ekonomilerinde de benzer durumun söz konusu olduğunu artan enflasyon baskıları nedeniyle hükümetlerin tasarrufa yöneldiklerini ve bu durumun ekonomilerde yavaşlama ve daralmaya yol açacağına dair açıklamasına hak vermemek elde değil .Kredi derecelendirme kuruluşu Moody´s, ABD´nin kredi notunu izlemeye başladığına dair haberlerde gündemdeki yerini koruyor. Moody´s, Washington´da bütçe görüşmeleri konusunda Temmuz ortasına kadar ciddi bir ilerleme kaydedilmezse ABD´nin AAA olan kredi notunu olası bir indirim için izlemeye alacağını ,ülkenin temerrüde düşme riski olduğunu belirtmişti. Aslında genel görüşte bu yönde; keza piyasalardaki sert düzeltmenin sonlarına yaklaşıldığına dair ciddi görüşler var. Dünya ekonomisinde yaşanan büyüme hızı düşüşü piyasalar tarafından büyük ölçüde fiyatlandı ama ABD’de hiçbir sorun çözülmüş değil QE3 sınavından hasarsız geçmesi imkansız.
Ömer DEMİR