Herhalde İkinci Dünya Savaşın’dan bu yana bu kadar çok para basıldığı bir dönem yaşanmamıştır. Bugün de Japon ekonomisinin 4. çeyrekte yine suyun dibine daldığını gördük.. Çare? Daha fazla para basalım, çünkü ekonomiyi çökerten aşırı güçlü Japon Yeni. ABD ekonomisi yavaşlayabilir. Çare? QE3, olmazsa QEn+1. İngiltere battı, yakında Bakingam’ı satışa çıkartacağız, çare? Hemen 50 milyar Sterling daha gilt alalım. Avrupa’da bankalara kimse borç vermiyor, hepsi göçük valla. Kolayı var.. Nasıl yani? LTRO. Önce LTRO’yu anlayalım, sonra deleveragingle ilişkisini, ardından da Türkiye’nin ödemeler dengesine katkısını.
LTRO yani Long Term Repo Operations Draghi’nin Bernanke’ya karşı finans literatürüne girmek için uydurduğu kolpo. AMB isteyen bankaya teminatı karşılığı 3 yıl vadeyle borç veriyor. Teminat DİBS, ama olmazsa, bakkal senedi ve vadeli çek de olur. Maliyet? Ucuz, AMB faizi üstüne ufak bir hediye. Yok, bu şaka. Maliyeti ucuz değil bayağı pahalı, çünkü DİBS’ler piyasa değeri artı hair cut’la fiyatlanıyor.  İlk LTRO ihalesinde takriben 500 milyar Euro fonlama yapıldı. Bu ay sonunda yapılacak ihalede yine o kadar bir miktar bekleniyor, ama son basın toplantısında Maryo Birader bütün bankalara utanmadan gelip ne kadar isterlerse kredi almaları çağrısında bulundu.
LTRO bir QE tabii ki, ama Bernanke’nin Saadet Zincin’den biraz farklı işliyor.   Bernanke doğrudan gidip DİBS alıyor, hem getiri eğrisini aşağı çekiyor (faizleri indiriyor), hem de piyasalara likidite veriyor. LTRO ise sadece likidite veriyor. Önce, herkes bu fonlamanın bankalar tarafondan DİBS almakta kullanılacağını sandı. Tabii ki olmadı. Maliyeti ne olursa olsun 3 yıllık fonlama ile gidip 5-10 yıl vadeli kağıt alan her banka batar. Ama, PIIGS getiri eğrilerinin kısa ucunda faizleri bastırarak bir nebze yarar sağladı. Yani İtalyan 2 yıllık getirisiyle Alman getirisi arasındaki spread daraldı.
LTRO parasının nereye gittiğini Maryo Birader sonunda çaktı, bankalar deleveraging’i yavaşlatmak için kullanıyor. Yani, vadesi gelen bono ve tahvillerin yerine koyarak bilançodakı küçülme hızını makul bir ölçüde tutmaya çalışıyorlar. Bu kadarı bile  benim gibi kulak verilmesi hatta yazması toplum sağlığı için sakıncalı olanların ağızları sulanarak, leş kargaları gibi bekledikleri kredi darboğazının niye gerçekleşmediğini anlatıyor. Bankalar hala yeni kredi vermiyor, onlar için kritik olmayan pazar ve piyasalardan çekiliyor, ama bunu usul usul yapıyor. Ayrıca Türkiye öyle herkesin kolaylıkla bırakıp gideceği bir pazar da değil. Bir bankanın Türkiye’den çıkması eskort kızın ekonomistler yıllık toplantısını bırakıp başka yerde müşteri araması gibi birşey.   Bugün ödemeler dengesi verlerinde yabancı doğrudan yatırımın (YDY) nerdeyse 16 milyar dolara vardığını gördüm ve gurur duydum. Bu zamanda o kadar yatırım yapacak yabancı şirketi her ülke bulamıyor. İşte bu YDY’ı finanse eden de LTRO olabilir.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.