Gütmek, Güdülmek, Güdüm…

Gütmek, güdülmek, güdüm

Son günlerde siyaseten gündeme gelen bu sözcük, aslında ekonomide çok önceleri kullanılıyordu. Ekonominin güdümü tek elden yapılmalıdır, ekonominin ya da piyasanın güdümü kimin elinde olduğu belli değil gibi, daha bir sürü piyasa ve ekonomik değerler üzerinden bu söylemleri duymuş ve bizde çok keresinde yazılarımızda kullanmışızdır.

Bu konuda önce TDK sözlükleri ne diyor bir ona bakalım;

Gütmek,

1. Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek.

2. mec. Bir düşünceyi veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye çalışmak: Amaç gütmek.

3. mec. Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda yönetmek, sevk ve idare etmek.

Güdebilmek,   

Gütme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Güdüm ise,

1.Yönetme işi, idare. 2. Bilişimde, bir olaylar dizisini, bir süreci veya bir aracı yöneltme ve düzenlemeyle ilgili işlevlerin bütünü. 3. Çobana verilen para. 4. Sürme, 5.Bir çeşit çalgı, tef. 6.Birisine parayla hayvanlarını baktırma işi.

Görüldüğü gibi bir birinden türese de, sözcükte ki t ve d harfi çok önemli. Anlamı bir anda çok farklı bir yöne çekebiliyor.

Bunu neden belirttim?

Çünkü son günlerde başta başbakan ile birçok bakanın ve siyasinin bu yönde ki açıklamaları, ekonominin de önüne geçti o yüzden!

Sözcüklerin gerçek ve mecazi anlamları da, benzetmeler ya da örneklemeler içinde kullanışlarına göre, asıl anlamlarını kazandıkları için, bu son siyasi söylemlerin, ortalığı bir birine katması ve haklı tepkiler oluşması, koyun  ile de gütme sözcüğünün ilk anlamının kast edildiğinin, ayan, beyan açıklanmasından kaynaklandı.

Elbette siyasiler, ekonomistler gibi değiller. Manevra aralıkları, bu söylemde o kadar olmasa da, sonsuz denecek kadar çok. Onlar, sözcükleri ve içlerinde ki harfleri ya da eski arşiv söylemlerini kullanarak, kendilerine mutlaka bir çıkış yolu bulurlar(!)

Gelelim ekonomik güdüm, gütme ya da güdümüne;

Enflasyonu iyi güdebiliyor muyuz?

Cari açık sürüsü tehlikeli yamaca doğru giderken önünü alabildik mi?

Faizler ithal düvelerle artınca, çitleri genişlete bildik mi?

Dövizi sürüleri yemden, yeşil ota geçirirken, fazla otlatıp çoğunu ( on altı, on yedi milyar.dışarıdan girişlerle belkide yirm üzeri) telef etsek de, elde kalanlarla, durumu idare edebilecek miyiz?

Hazine kağıtları, adak ve kurban taleplerinde olduğu gibi, bir anda tuz yalatılarak ve bol sulanıp, kilo ve fiyat olarak değer kazandırlsa da, piyasaya sürülenlerle birlikte, kapışıldı ve akabinde elde kalanlar da eski değerlerine geldi.

Tüm bunlar yaşanırken bir anda, İMKB damında ki sürüyle hisse senetleri göze çarptı ve adeta sürü psikolojisi ile biraz da oradan nasipleniriz diye, her kes borsa hücum etti, demeyelim!

Zira, yukarda açıkladığımız faiz, dolar vs, hepsi ekonomik tanımlar ama burada sürü ile kendi davranışımızı dile getirmiş, yani?

Bir yerde, kendimizle eşleştirmiş oluyoruz. Elbette teşbihte hata olmaz diye bir deyimimiz olsa da, gene de böyle bir benzetmeyi ben yapmak istemedim.

Sözcükler sadece siyasette ve sosyal yaşamımızda değil, ekonomide de çok önemlidir. Sözleşmelerde, ihalelerde yapılan yanlış bir tanım ya da alış, satış emirlerinde hatalı bir sözcük, kalp kırmasa da, büyük maddi yıkımlara ve bedellerin ödenmesine neden olabiliyor.

Benzer  konular da değişik zamanlarda tanınmış kişilerce yaşanmış bazı olayları şu soğuk kış günlerin de sizlerle paylaşmak istedim.

Siyaseten,

Churchill, avam kamarasında konuÅŸurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill’ e kızgın kızgın şöyle seslenir:
– “EÄŸer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım.”
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve:
– “Hanımefendi, eÄŸer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim.”

Ailevi,

Sokrates ve eÅŸi bir türlü iyi geçinemezlermiÅŸ. Bir gün eÅŸi Sokrates’e verip veriÅŸtirmiÅŸ, aÄŸzına geleni söylemiÅŸ. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aÅŸağı boÅŸaltmış. Sokrates, gayet sakin:
– “Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir saÄŸanak zaten bekliyordum” der

Sosyal ve santsal,

Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill’ i davet etmiÅŸ ve davetiyeye de bir pusula iliÅŸtirmiÅŸ:
– “Size iki kiÅŸilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp
gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.” Churchill,
– “Maalesef o gece baÅŸka bir yere söz verdiÄŸim için oyununuzu
seyretmeye gelemeyeceÄŸim. Ä°kinci gece gelebilirim, tabii oyununuz, ikinci gece de oynarsa.”

Ve de ekonomik,

Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
– “Ä°yi ama ben çok az bir paraya oynuyordum” diye itiraz edecek olunca Eflatun, cevap vermiÅŸ:
– “Ben seni kaybettiÄŸin para(!) için deÄŸil, kaybettiÄŸin zaman(!) için azarlıyorum

Kıssadan hisse,

Sözcüklerin yerinde kullanımı aynı zamanda siyasal, sosyal ve de iktisadi alanda bir toplumun gelişmişliğin de en güzel ve önemli göstergelerinden biridir.

Kazım ÇİLOĞLU

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir